Harekâtın süresi

A -
A +

Amerika, birinci ağızdan, "PKK ortak düşmanımız" demişti. Sonra bunu diğer yetkililer tekrarladılar. Bu söz, artık yerlerde sürünme noktasına gelen Türk-Amerikan dostluğunu yeniden yeşertme fırsatını doğurdu. Hava harekâtında Türkiye ile işbirliği yapmaları, yeni bir beyaz sayfa açılmasına sebep oldu. Çok kötü bir gidişin ardından bu iyi gelişmeler, dünkü çıkışlarla tekrar sorgulanma sürecine girdi. Washington, Kuzey Irak'tan "kısa sürede" çıkmamızı istiyor. Gerekçesi de şu: -Irak egemen bir devlettir... Öyleyse soru kendiliğinden gelmekte: -Irak egemen bir devletse, sen bir egemen devleti neden işgal ettin, neden 5 yıldır oradasın, neden ne gün çıkacağın belli değil? Onun için Türk Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, ânında cevap verdi "kısa zaman izafi bir değerlendirmedir, kısa süre, bazısına göre bir gündür, bazısına göre bir yıldır". Aynen öyle. Nitekim ajanslar bu cevabı restleşme olarak değerlendirdiler. Washington nasıl düşünmez? Türk Silahlı Kuvvetleri bu kadar masraf, zayiat ve emeği 250 terörist öldürmek, mağaraları bombalamak için mi yaptı? Bir fitneden ebediyen kurtulmak için bu harekâtı yapmaktayız. Askerimiz, Mehmetçik, sonuna kadar da gidecek. Gitmek zorundayız. Zira ülkemizin huzur, dirlik ve birliğine kast edilmekte. Terör bölgemizde kahredilinceye kadar harekât devam edecek.,, Sonra münasip olan neyse o yapılır. Takma akla ihtiyacımız yok. Türk ata sözü der ki: -Takma akılla yedi adım gidilir. Tezkere öncesi şartlar elde edilmişken bu elbette daha da iyileştirilecektir. ABD aklını kullanıp Türk kamuoyunda düzelme yoluna giren imajını bozmasın. Çünkü: Orta Doğu'da Türkiyesiz Amerika topaldır. Haber sunuculuğunda ikinci dönem Televizyon haberciliğinde manken kızlar devri bitti. Veya bitmek üzere. Belli başlı televizyonlarda haberler artık yaşları 60-70 arasında olan haber yorumcuları/ankormanlar tarafından sunulmakta. Doğrusu da buydu. Bütün dünyada da böyle. Her halde yaş illa ki 60-70 olacak demiyoruz elbette. TRT'nin tek kanal olduğu yıllarda spikerlik vardı. Spikerler, Çetin Çeki'ler, Mesut Mertcan'lar, Tuna Huş'lar haberi kâğıttan okurlardı. Bu iş hayli de zordu. Çünkü şimdiki gibi haber karşıdaki cihazdan akmazdı. Sunulacak haber adeta ezberlenirdi. Sanki işkenceydi. Spikerler asla yorum yapamazlardı. Zaten öyle bir adet de yoktu.. Sonra özel televizyonlar geldi. Özel televizyonlarda çoğu kültürsüz fakat güzelce yüzlü kızlar ekranlarda görünür oldu. Vücut ön plana çıkmıştı. Bunlardan bazısı manken bazısı güzellik yarışmacısıydı. Haylice zaman böyle gitti. Onlardan bir miktarı hâlâ var. Hâlâ inanılmaz Türkçe hataları işlenmekte. Bu cici kızlar döneminden sonra yorumlayarak veya yorumlatarak haber sunma dönemi başladı. Ve tuttu. Artık haber, gır gır okunmuyordu. Ya haberi sunan kendisi habere bilgi birikimiyle katkıda bulunuyor veya uzman konuk davet ediliyor yahut da o saatte habere kadrolu bir yorumcu renk ve lezzet katıyordu. Bu kısmen bugün de var. Fakat çok tenhalaştı. Şimdilerde daha çok muhabire bağlanma yaşanıyor. Onlar da bazen tiyatrolaşmakta. İçerde toplantı var. Dışarıdaki ayazda da muhabir. Zavallının bir şeyden haberi yok. Bazen de merkezden kendisine bilgi aktarılmakta. Çok kere lüzumsuz, yersiz, hatta gülünç bağlantılar olmakta. Ne stüdyodaki bayan spikerin sorduğu, soruya benziyor, ne muhabirin dedikleri bir mânâ taşıyor. Emeğe ve masrafa yazık. Muhabir dış kapının önünde neye vakıf olacak ki ne nakletsin? Bir tarafta bunlar olurken diğer tarafta bahsettiğimiz haber yorumcuları devri başladı. Yapılması gereken de buydu. Haber sunan ne robottur. Ne de az sonra sahneye çıkacak yarışma adayı. Belli bir seviye ve fikri olgunluğa ulaşmış olması lazım. Haberi dolu insanlarla dolu dolu veren televizyon kazanacaktır. Bunlar televizyonculuğun habercilik tarafı. Diğerleri, diziler, yarışma programları ayrı. Dizilerde ağa ve mafya dizileri var. Eğer bir dizi ülkenin bir bölgesinde hakaret olarak algılanıyorsa başarı onun neresinde? Ağa ve mafya dizileri birbirine öykünmekte. Fakat bütün dizilerde içkiye özendirme felaket çapında. Kadın programları ne gün oturur bilemiyoruz. Magazinler her zamanki gibi cılk. Spor programları bıkıp usandırdı. Türk ailesi en fazla televizyonla haşır neşir. TV'nin hayata etkisi büyük. Ama televizyonlar bomboş. Haber sunuculuğuyla söze başlayıp buraya geldik. Haber sunuculuğu seviye kazanıyorsa bu bir ders vermeli. Demek ki kaş göz değil, başka güzellik gerekiyormuş. O da "doğru haber, dürüst yorum"dur. Televizyonculuk veya daha geniş ifadeyle söyleyelim yayıncılık heveskârlar mesleği değildir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.