Elazığ dışında Elazığlı olmayan gözlemcilerin objektif tesbiti şudur. "Elazığ, doğunun kalesidir, o olmasaydı doğuyu kaybederdik." Elazığ'ın her yerde güzel bir imajı var. Ancak oraya gittiğinizde halledilmesi şart yığınla problemle karşılaşıyorsunuz. Bunlar iki kısımda toplanabilir. Birincisi Harput'a dair olanlar, ikincisi Elazığ'ın meseleleri... Harput, bir dönem bütün bölgenin merkeziydi. İsmi de "Harput Eyaleti". Harput Eyaleti, 19. asrın ikinci yarısından sonra yerini, daha sonra "Elazığ" denecek olan "Mamuret'ül Aziz Eyaleti"ne bıraktı. Bundan sonra da devamlı geriledi. Bizans, Arap, Selçuklu, Artukoğlu, Osmanlı devirlerini yaşamış Harput, muazzam bir mimari zenginliğe sahip. Bir o kadar da ilim-irfan yuvası. Birçok büyük zatın türbesi burada. Harput, hayli âlim, evliya, edebiyatçı, asker ve devlet adamı yetiştirmiştir. Divan edebiyatının merkezlerinden biriydi. Harput, bugün, kültür, inanç, tabiat ve tarih turizmine açık bir şehir. Yatırımlarla kış turizmine kavuşması da mümkün. Kalede çayınızı içer, yemeğinizi yerken Keban suyunun aşağıda uzayıp gittiğini görürsünüz. Bu esnada ciğerlerinize çoktandır hasretinde olduğunuz misk gibi temiz hava dolar. Harput, Elazığ'ın ruhudur. Yaşaması lazım. Harput olmazsa Elazığ'ın mânâsı kalmaz. Onun yaşaması sadece kendisi için, Elazığ için değil Türkiye için de zaruri bir ihtiyaç. Ne var ki bu ülkenin çocuklarına Harput Ulu Camiî'nin kırmızı tuğladan mamul eğri minaresinden evvel Pisa Kulesi öğretilmiştir. Turistlerimiz dünyayı dolaşmış, Anadolu'nun Harput ve benzeri hazinelerinden gafil kalmışlardır. Bunda turizmcilerin büyük sorumluluğu vardır. Bu milletin kadınlarına dünyanın en güzel kokulu Harput Gülü'nden evvel Paris kokuları tanıtılmıştır. Dünyanın en harika gül reçeli de Harput Gülü'nden yapılır. Harput, Anadolu'nun nirengi noktalarından biridir. Son zamanlarda hakkında bine yakın lisans, lisans üstü ve doktora tezi yapıldığını haber verirsek ne demek istediğimizi daha iyi anlatmış oluruz. Doğu Beyazıt'ı, Sarıkamış'ı, Malazgirt'i, Ahlat'ı, Tillo'yu, Hasankeyf ve benzerlerini çıkartırsanız, bütün doğu kuru bir toprak parçasına dönüşür. Böylesine mübarek ve muhteşem bir tarihi şehrin mahalle haline getirilmesi çok yanlış olmuştur. En kısa zamanda itibarının iadesi şânı gereğidir. Müşahedemize göre Harput'un üç esaslı derdi var. Eskiden Elazığ'dan oralarda Yukarışehir de denen Harput'a doğru-dürüst yol yoktu. Bu defaysa Harput ana gövdesine ziyan verecek şekilde çift yol yapıldı. Yeni yol, yol olarak şüphesiz ki çok güzel. Lakin denge bozulmuştur. Mimari zevk, estetik ve tarihî dokuya aykırılık hemen göze çarpmakta. Rahatsızlığın bir şekilde telafi edilmesi gerekir. İkincisi Elazığ'dan, ovadan Harput'a baktığınızda artık önce Harput'u değil, kalenin hemen dibine dikilmiş bir okul binasını görmektesiniz. Harput, Elazığ üzerine kanatlarını açmış, onu koruyan muhteşem bir kartal gibidir. Elazığ'da yaşayan, oraya yolu düşen herkes, hemen neredeyse her ân o kartala da bakar. Bina, kartalı gölgelemekte, bu durum da Elazığlıyı üzmektedir. Ağaçlandırma veya alınacak başka tedbirlerle bu ön plana çıkışın önlenmesi lazım. Üçüncü ve esas mesele ise Harput'un Karacaahmet gibi bir kabristana dönüşmesi. Harput'ta Arap Baba, Fatih Ahmed Baba, İmam Efendi, Seyyid Ahmed Çapakçuri, Beyzade Hazretleri gibi birçok ulu kişi yatmaktadır. Bu sebeple Elazığlılar öteden beri ölülerini bu zatlara yakın mıntıkalara defnettiler. Bu definler, artık o hale geldi ki baskın manzara kabristan oldu. Eğer mezar yeri satışları ve definler devam ederse "Harput" yalnızca bir isimden ibaret kalır.Onun için belediye, yapabilirse son 25 senede vuku bulmuş satış ve definleri iptal etmeli, usulüne uygun nakiller yapmalı, yeni definlere asla izin vermemelidir. Bu büyük zenginliğimiz, bir devrin eyalet merkezi, mutlaka bir koca kabristan olmaktan kurtarılmalı. Tabii bunlar yapılırken Kültür ve Turizm Bakanlığı, Elazığ Belediyesi'ni yalnız bırakmamalı, hükümet, mahalli yönetime tam destek olmalıdır. Harput Kalesi, doğunun da kalesidir. Şahlanan atının üstündeki Balak Gazi bugün de ufuklara bakarak nöbetine devam etmektedir.