Tarih 31 Mayıs 2007 sabahı.. Harp Akademileri Komutanlığı konferans salonundayız. Genelkurmay başkanı konuşma yapmakta. Konferansın konusu "güvenliğin yeni boyutları ve uluslar arası örgütler." Büyükanıt Paşa, 20 sayfalık bir kitapçık halini alan konuşmasında tafsilatlı bir şekilde terörü, güvenliği, bölgeyi dünü, bugünü ve yarınıyla anlatıyor. Varşova Paktı'nın yıkılmasından sonra NATO'nun bir süre şaşkınlık dönemi yaşadığını, 11 Eylül saldırısı üzerine düşman tarifini değiştirdiğini dile getiriyor. Terörün asimetrik hale geldiğini söylüyor. Ve ilave ediyor, sıcak savaş, soğuk savaş döneminden sonra karanlık savaş dönemi başlamıştır. Bu tabir yeni. İlk defa işitiyoruz. Sonra tehditleri tasnif ediyor. İç tehditler, dış tehditler ve küresel tehditler. Türk genelkurmay başkanı, bu sözlerden sonra şu hükmü veriyor: Barış ve güvenlik ya her yerdedir, veya hiçbir yerdedir. Ardından gerçeği acı çeken bir yüz ifadesiyle ilân ediyor: Müttefikimiz devletlerden PKK'ya doğrudan veya dolaylı destek gelmektedir. Patlayıcılar süper marketten alınmıyor. Büyükanıt, PKK için "faşist örgüt" tabirini kullanıyor. Teröriste yardım edenin de terörist olduğunu vurguluyor. Bize insan hakları dersi verenler, teröre destek olmaktadırlar. Bazı dış kaynaklı kuruluşlar teröre destek kuruluşu haline gelmişlerdir. Türkiye terörle mücadelede hak ettiği desteği alamamaktadır... Paşa devam ediyor... Enerji güvenliği, nükleer güvenlik ve milli güvenlik birbirinden ayrılmaz kavramlar oldu. Başarısız devlet yönetimleri, yoksulluğu arttırmış, terörü beslemiş, yer kürenin tahribine yol açmıştır. Türkiye, komşularının güvenliğinin kendi güvenliği olduğunun farkındadır. Genelkurmay başkanı yarım saatten fazla konuştu. Ara verilince gazetecilerle ayaküstü sohbeti oldu. İntibamız şudur: TSK, sabrının son raddesindedir. Hükümetin TBMM'den sınır ötesi operasyon izni alarak kendisine talimat vermesini beklemekte. Bu yaz ayında esaslı bir temizlik harekâtı yapmak istiyor. Bunu yaparken de sadece örgüte değil ona destek olanlarla da mücadele edileceğini ima etmekte. Bunlar konuşulduktan sonra veya bunlar konuşulurken ordunun sınır ötesine geçtiği yolunda haberler geldi. İngiltere'nin Kuzey Irak'ta konsolosluk açtığını öğrendik. Sırada Rusya varmış. Herhalde 3. İsrail 4. ABD olur. Velhasılı sıcak saatlerdeyiz. Şöyle anlıyoruz... Türk Ordusu, Kuzey Irak, BM tarafından müstakil Kürdistan olarak tanınmadan elini çabuk tutmak istiyor. Ancak, kurumlar iyi işlemeli, ahenkli çalışmalı. Zerrece ihtilaf, kat kat fazlasıyla menfi etkiler yapar... Hareketli bir yaz geçireceğimize şüphe yok. Bir tarafta harekât, diğer tarafta seçimler. Mümkün mü? Mümkün...