Süleyman Demirel, siyasî kültürümüze "Büyük Türkiye" mefhumunu kazandırdı. Büyük Türkiye tabiri O'na ait değildi, Mehmet Kaplan ve Yılmaz Öztuna gibi edebiyat ve tarih mütefekkirlerinin buluşuydu ama meydanlara taşıyan Demirel oldu. Ona sonra Turgut Özal sahip çıktı. Özal da Büyük Türkiye diyordu. Turgut Özal, vizyonu daha da zenginleştirdi. O, aynı zamanda "Adriyatik'ten Çin Seddi'ne Büyük Türkiye" dedi. Bu kadarla da kalmadı, ortaya bir başka iddia daha attı. "21. Yüzyıl Türk Asrı Olacak!". Özal'dan sonra Demirel, bu iki mefhumu yere düşürmedi ve onları her fırsatta tekrarladı. Son senelerde bu 3 değerli hedef de unutuldu. Demirel Cumhurbaşkanı olduktan sonra nedense bunları telaffuz etmedi. Ön plana 28 Şubat'ın çekişmeleri çıkmıştı. Eski-yeni politikacıların çoğundan böylesi yüksek idealler beklenemezdi. Şimdi vazife iki kişiye düşmekte. İş başındaki Recep Tayyip Erdoğan ve siyasette Bilge Adam olarak mevcudiyetini devam ettiren Süleyman Demirel'e. Bu idealler, bu hayaller, bu iddialar, bize lazım. Kısır çekişmelerle ömür törpüleyen bir gündemle bir karış öteye gidemeyiz. Erdoğan, partisini muhafazakâr partiler çizgisinin devamı olarak takdim ettiğine göre ileri ufuklara yelken açması gerekir. Demirel ise zaten mecbur. Onlar kendisinin mazisinden malzemeler. Büyük Türkiye... Adriyatik'ten Çin Seddi'ne... 21. Asır Türk Asrı Olacak... Bunları unutturmak, bu milletin yarınlarına kötülüktür. Ayrıca şunu da izah edemezsiniz. 21. asır gelmeden böyle konuşup da o asra girdikten sonra susmak olmaz. Meseleyi menfi cepheden ele alanlar çıkacaktır. Onlar bunu hayalperestlik olarak görebilirler. Başka ülkelerden de ürkebilirler. Böyleleri her zaman vardır. Büyük devletler onlarla inşa olmaz. Büyük devletler, hayali de yüreği de geniş, ufuk sahibi cesur kimselerle yeryüzünde yükselir. Bölgemiz, ister istemez yeniden şekilleniyor. Bizi istemeyenler dahi bizimle olmak zorundalar. Kader, cetvelle çizilen haritaları o kötülüğü yapanlara tashih ettiriyor. Bunlar olurken hır-gürlerle oyalanmak genç nesilleri afyonlamaktır. Erdoğan ve ekip arkadaşları, en yakından en uzağa tarihten tevarüs ettiğimiz her değere sahip çıkmalıdır. 21. Asırda onlar hükümet... Kimsenin havlu atmaya hakkı olamaz. Adriyatik'ten "Çin Seddi'ne Büyük Türkiye" zaten içten içe kendiliğinden oluşuyor. Mesele onu görmek, ona sahip çıkmak ve bu ideale aşk ölçüsünde sahip çıkmakta.. Türkiye, hem bölge hem dünya ülkesidir. Meseleye böyle bakarak, emin adımlar atarak yarınlara yürümeliyiz. Bunu yapanlar, kredi, bağış vs peşinde koşmazlar. Politikacı başka...devlet adamı başka...Bir imtihandan söz ediyoruz.