Genelkurmay Başkanlığı, Vladimir Putin'in ziyareti ve AB'nin 17 Aralık zirvesinden sonraki en mühim gündem maddesini teşkil eden hadiseyi bir yazıyla bizzat açıkladı. Hem bilgi verilmekte hem de adalete intikal etmiş bir iddiadan dolayı eski bir kuvvet komutanının hırpalanmaması ihsas edilmekte. Aksi isbat edilene kadar herkes suçsuzdur. Âlemşümul hukuk kaidesi bunu emreder. Muhakeme edilen biri sadece zanlıdır. Mahkeme "suçlu" kararı verse bile Yargıtay, tasdik etmedikten sonra zanlı mahkum değildir. Hırpalamama mevzuunda hadisi şerif de var. "Bir kimseye ikbalde nasıl muamele ediliyorsa idbarda da öyle muamele edilmeli". Eğer buna riayet edilseydi Adnan Menderes ve DP'liler bugün okuyanların yüzünü kızartan çirkin hareketlere maruz kalmazlardı. Sanık sandalyesine oturmuş hesap veren birine fazladan olarak sözlü yahut fiili şekilde müdahale edip onun ruh dünyasında tahribat yapmak hukuka tecavüzdür. Vaziyet o ki eski DKK İlhami Erdil Paşa İstanbul'un en pahalı semtlerinden birinde 1 milyon 250 bin dolara 2 daire almak başta olmak üzere Genelkurmayın tabiriyle "bazı işlemler"in kaynağını ikna edici bir mantıkla ortaya koyamamış ve bunun üzerine askerî savcılık dava açma ihtiyacı duymuştur. Dikkat çekici olan şudur. Olay, askerî bir kişinin muvazzaflık dönemine dairdir. Bu itibarla askerî usul cereyan etmektedir. Bu rütbedeki biri olduğu için de davanın açılma talimatını doğrudan doğruya Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök Paşa vermiştir. Şu safhada davanın esasına dair bir şey demek mümkün değil. Denecek olan meselenin örtbas edilmemesindeki ahlaki düzgünlüktür. Böylece "hukuk önünde herkes eşittir" cümlesi kâğıt üzerinde yazılı olmaktan çıkıp hayata geçmektedir. Bundan da normal bir seyir olmamalı. İnsanın bulunduğu her mekânda hukuka intikal edecek gelişmeler yaşanır. Şu sıra eski başbakan ve bakanlar dahi soruşturma komisyonlarında ter döktüğüne göre herkes istisnasız yaptıklarının hesabını vermeli, beraat eden etmeli etmeyen yargılama sonucu lazım gelen cezayı almalıdır. Bu noktada iktidar ve muhalefete de büyük sorumluluk düşmekte. Biz yazarlar dahi her sene mal beyanında bulunuyoruz. DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'a kulak veriniz. Demokrasinin muhalefet eksikliğini doldurma çabasındaki Ağar ne diyor? "Yazarlık dünyanın en zor işi. Fikir üretme sanatı. Buna rağmen bir yazarın varlığı bir kasaba belediye başkanının tozuna yetişemez!" Öyle midir? Bilmiyoruz. En azından ihbar kabul edilebilir. Herkes, neyi, nereden, ne zaman ve nasıl bulduğunu isbatla mükelleftir. Hatta büyük şirketler dahi bunu kendi içinde yapmalı. Asker veya siyasetçi suça göz yummayan yöneticileri tarih, şükranla yâd edecektir. Devlet böylece devam eder. Millet böylece ayakta kalır. *** LÜTFEN DİKKAT! SESİMİ TAKLİT EDEREK KENDİNİ "RAHİM ER" OLARAK TANITAN BİRİ VEYA BİRİLERİNİN BİZİ TANIYAN İŞ YERİ VEYA ŞAHISLARA TELEFON EDİP ADAM GÖNDERMEK SURETİYLE MENFAAT ELDE ETTİKLERİ ORTAYA ÇIKMIŞTIR. VAKİ DOLANDIRICILIĞI DERHAL EMNİYETE İNTİKAL ETTİRDİK. ARAŞTIRMA SÜRMEKTEDİR. DİKKATLİ OLUNMASINI RİCA EDERİZ. Rahim Er