Hükümet, bu işe baş koymalı

A -
A +

ATO, açıklıyor, rapor hazırlamış, kamuoyuyla paylaşmakta. Mafya, dünyada 1 trilyon dolara hükmetmekteymiş. Türkiye'de hükmettiği para ise 60 milyar dolarmış. Bu para, devlet bütçesinin dörtte birini tutuyormuş... Felaket illa zelzele yahut, selle olmaz, alın size hakiki bir felaket. Ankara Ticaret Odası'nın raporuna göre paranın en fazla döndüğü mafya kolu otopark mafyasıymış. İki milyon aracı ranta bağlamışlar. Raporda uyuşturucu mafyasından ihale mafyasına kadar 25 ayrı çeşit mafya sayılabiliyor. Malumat hayli geniş. Mafyanın örgütlenmesi, insan yapısı, hangi illerde kuvvetli olduğu, ne zaman ne kadarının çökertildiği, haberlerinin veriliş şeklinin ne anlama geldiği tek tek sıralanmış. Mesela normal holdinglerde olduğu gibi piramit şeklinde teşkilatlanırlarmış. Zirvedekiler, bakımlı, iyi giyimli kimselerken aşağılara indikçe kılık kıyafet ve konuşma bozulurmuş. Rapor, mafyanın başkentinin İstanbul olduğunu haber vermekte. Demek ki bir resmi başkent var bir de gayri resmi. İstanbul adının mafya ile yan yana anılması çok üzüntü verici. Başkentleri, silahları, 60 milyar dolarlık bütçeleri, babaları, babaların babası olduğuna göre devlet içinde devlet vakıasıyla karşı karşıyayız. O halde "hukuk devleti" sözü ne kadar dikkate alınır? Siz de farkındasınız sorumlular, "hukuk devleti" sözünü çok tekrar etmekteler. Her soruya muhatap olan, her mikrofon başına geçenin can kurtaran simidi o cümledir: -Türkiye bir hukuk devletidir!.. Evet, Türkiye'de iyi-kötü bir hukuk, binlerce adliye, on binlerce avukat, hakim, savcı, yüzlerce hukuk hocası, 30 civarında hukuk fakültesi var. AB'ye girebilmek ve/veya dünya ölçeğinde insanca yaşama şartlarına kavuşmak için reformlar yapmaktadır. Fakat bütün bunlar hukukun üstünlüğünü ne kadar temin etmektedir? Hukuk devleti, hukukun hükümran/egemen kılınması demektir. Son sözü hukuk söyleyecektir. Hak tevziini hakim yapar, buna da adalet denir. Bu noktada tenakuzlar içindeyiz. Bir taraftan başbakanlar, bakanlar yargılıyoruz. Diğer taraftan, eşkıya, İstanbul, Ankara gibi büyük şehirleri kurtarılmış bölge haline getirmiş, fuhuş, ihale, çek senet, tahliye, organ, uyuşturucu ve daha neler ve neler konusunda kendi iradesini hakim kılmakta. Fırat kenarında bir kurt bir kuzuyu yese orada adaletten söz edilemeyeceğini adalet tarihin büyük mimarı Hazreti Ömer haber vermekte. Öyleyse Recep Tayyip Erdoğan hükümetine düşen "ya devlet başa, ya kuzgun leşe" demektir. Hükümet çok ciddi, amansız ve taviz vermez bir mücadele başlatmalı ve mutlaka hukuku hakim kılmalıdır. Mafyanın devleti ıskalayıp kendi haydutluğunu, kendi keyfiliğini hakim kıldığı bir yerde bir vatandaş dahi "Türkiye hukuk devletidir" sözünü işittiğinde acı acı tebessüm ederse orada devlet zaafa uğramış demektir.. Hükümet, bu işe baş koymalı. İşin ucu nereye, kime, varırsa varsın müthiş bir temizlik harekâtı gerekli. Temizlemeyeni temizlerler.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.