Hükümetin soğukkanlılık karnesi

A -
A +

Hükümetin 3 konuda gayet soğukkanlı hareket ettiğini tarihten evvel bugün yaşayanların teslim etmesi lazım. Herhalde bu soğukkanlılık bazıları için sürprizdir. Hükümet, terör krizini çok iyi yönetti ve yönetmekte. Dağlarca'dan başlayarak arka arkaya şehitler gelince toplum sanki şuurunu kaybetmişti. Tabutlar düzine düzineydi. Yurdun dört bir yanında cenaze namazları kılınıyordu. Kuzey Irak'ı vuralım. Irak'ı Amerika'yı tanımayalım. Önümüze kim çıkarsa durmayalım ortak ses olmuştu. Hükümet meseleye sükûnetle yaklaştı. Önce ordu başta olmak üzere bütün güvenlik birimleriyle güzel bir çalışma ahengi kurdu. Sonra teröre vurgu yaptı, dikkatleri ona odaklaştırdı. Onu dünya gündemine taşıdı. Beyazsaray'da sonradan meşhur olan 5 Kasım toplantısı yapıldı. Orada G.W. Bush Türk Amerikan münasebetleri için yeni bir sayfa açan o sözü söyledi: "PKK bizim de düşmanımızdır." Başbakan Beyazsaray'a giderken bir ilk gerçekleşti, genelkurmay ikinci başkanı Ergun Saygun'u da hey'ete dahil etti. O görüşme ve takip eden müzakerelerden sonra ABD istihbarat bilgileri verdi. Kuzey Irak sahası jetlerimize açıldı. Amerika'yla daha da kötü olmak yerine yeniden dostluk ağacı filiz vermeye başladı. Kuzey Irak'la, Irak'la çatışıp kardeş kanı dökmedik. Sonuçta terör örgütü bugüne dek hiç olmadığı kadar perişan oldu. Operasyonlar tek kale maç gibi sürüyor. Başbakan örgüt bitene kadar devam edecek diyor. İkinci soğukkanlı tavır baş örtüsüne dair stratejidir... Hükümet, ilk AK Parti iktidarında baş örtüsü ve türban kelimelerini ağzına bile almadı. Halbuki o gün grup sayısı bugünden bile fazlaydı. Zekice bir yol takip edildi. Önce ekonomi düze çıkartıldı. Paradan sıfır atılmak gibi tarihî bir olay gerçekleşti. Onu enflasyonu tek haneye düşürebilme reformu izledi. AB'den müzakere tarihi alındı. Seçmenle gönül yoluyla anlaşıldı. Baş örtüsü bu döneme kaldı. Orada önce bir sancı yaşandı. Çankaya'ya çıkan dehlizleri aşmak zor oldu. İki safhada MHP ile anlaşma tarihidir. MHP bunu yapmakla tarih önünde büyük bir hizmet ifa etmiştir. Bu partimiz, önce Cumhurbaşkanı seçiminde TBMM'ye girdi. Sonra da artık kangren haline gelmiş bir sosyal vak'ada iktidarla ittifak etti. Şayet iktidar küçük olsun benim olsun, bütün muvaffakiyet bana yazılsın bencilliğine düşseydi baş örtüsü meselesi çözülemezdi. Ben yaptım yerine biz yaptık demeyi tercih etti. Hükümet bu meselede de kışkırtmalara hatta hakaretlere takılmadı, muhatap olmadı, istifini bozmadan yoluna devam etti. Artık Türkiye'nin baş örtüsü diye bir meselesi kalmamıştır. 25 yıllık PKK derdinden sonra 40 yıllık baş örtüsü ihtilafı da soğukkanlılık, kararlılık ve ciddiyetle halledilmiştir. Zaman içinde devam edecek bazı pürüzler esası gölgeleyemez. 25 ve 40 yıllık problemler bu kadar zaman alırken 15 asırlık bir pürüzün tek vuruşta hâlli elbette mümkün olamazdı. Fakat Alevilik alanında da bir yumuşama, daha bir kardeşlik ve kaynaşma olduğu gerçeğini görmezden gelmemek lazım. O noktada da soğukkanlı davranıldı. Son soğukkanlılık Almanya'da yakılan vatandaşlarımızla ilgili oldu. Başbakan, Almanya'ya hakaret edebilirdi. Hissi davranabilirdi. Popülist olabilirdi. Bunları yapmadı. Tersine yine soğukkanlı bir tutumla Almanya'yı yanımıza çekti. Önce bakanını vak'a mahalline gönderdi. Sonra kendisi gitti. Böylece dünyanın neresinde olursa olsun vatandaşımız yalnız olmadığını bizzat gördü. Bir felaket dostluğun pekişmesine vesile yapıldı. Bunlar Recep Tayyip Erdoğan Hükümetleri için yüz akı karnedir. Eğer bugün bu millete, bu devlete, bu insanlara, mağdurlara, mazlumlara hizmet etmeyenleri takdir etmeyeceksek ne gün takdir edeceğiz? Evet, soğukkanlılıkla başarıyı yakalamak. Başbakan, bunu yapabildi. Halbuki ne tahmin ediliyordu? Bıçkın bir delikanlı. Bir Kasımpaşa efesi. Her ân öfke. Her dem hiddet. Tayyip Bey, yanında kılıç taşıdı ama, hep kınında tuttu. Şuna memnunuz: Son zamanlarda o talihsizlikten kurtuluyoruz. Kahtı rical arkada kalıyor. Devlet adamı yetişiyor. Siyaset okullaşıyor. Eskiden Trabzon, Amasya gibi şehirlerimiz devlet adamlığı için kurs mekânlarıydı. Şimdilerde İstanbul bunu yaptı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ankara'ya devlet adamı hazırlayıp yolladı. Sağolasın İstanbul. Tebrikler Recep Tayyip Erdoğan.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.