Eminönü'ndeki Yeni Cami'nin Hünkâr Mahfili yani padişahın namaz kıldığı yerin duvarlarından çalınmış olan İznik Çinileri, 29 Nisan'da bir İngiliz müzayede şirketi tarafından Londra'da haraç-mezat satılacakmış. Paha biçilmez kıymetteki çinilerin kaç tane olduğu meçhul. Aynı gün, Chiries's isimli müzayede şirketinde Hattat Şeyh Hamdullah'ın kaleme aldığı 15. asra ait bir Mushaf-ı şerifle 13. asırdan kalma Konya işi bir çift ceviz kapı kanadı da müzayedeye çıkartılacakmış... Tam da Bağdat Müzesi'nin talan edildiği günlerde bu satış gerçekleşiyor. Tesadüf bu kadar olur... İnanılmaz güzellikteki hat, altın varak ve tezhiplerle meydana gelmiş Mushaf-ı şerifleri Bağdat'ta Abdülkadir-i Geylani hazretlerinin türbesi etrafındaki müzede görmüştük. O eserlerin mükemmelliğini anlatmaya sütunlar yetmez. Belki yağmalanan müze o değil ama belli ki daha büyüğü. İnsanlığın en eski hazinelerinden biri vahşice yağmalandı. Bunu yapanlar da Amerikan, İngiliz askerleriyle diğer Avrupalılar ve onların himayesindeki cahil halk kitlesi. Güya Irak'a hürriyet götürecek olan ABD, peşindeki diktatörü birden bire unuttuktan sonra İslam medeniyetinin ve dolayısıyla dünyanın nadide şehirlerinden birini mahvetti. Bomba tahribatı yetmezmiş gibi bir de müze talanı yaşandı. Bir zaman sonra bu müzayede şirketleri antika mafyası yoluyla kendilerine intikal edecek Bağdat Müzesi'ne ait eserleri de satacaktır. Peki bu yazdıklarımızla Yıldız Camii'nin ne alakası var? Yıldız Camii'nin diğer adı Hamidiye Camii Şerifi'dir. Beşiktaş'tan 1. Boğaz Köprüsüne giderken sağda parkın üst tarafında bulunuyor. Bugün maalesef bahçesinde biten bir otel tarafından kısmen gölgelenmiştir. Mevzuu bir-iki kere daha yazmıştık. Kültür bakanı, başbakan ve Meclis başkanının alakadar olmalarını bilhassa rica ediyoruz. Dünyanın en güzel hat levhalarından 75 kadarı bu caminin duvarlarındaydı. Sadece hatlar değil, hatların taçları Osmanlı devlet armasından altın yaldızlı çerçeveleri de birer sanat harikasıydı. 10 yıl kadar evvel, bir gün o levhaların yerlerinde olmadığını gördük. Soruşturduk. İmam Efendi, camideki tamir sebebiyle depoya kaldırıldığını söyledi. Hakikaten o günlerde boya yapılıyordu. Ne var ki o işler, biteli çok olmasına rağmen levhalar, yerlerine dönmedi. Onların da binlerce cami halısı, Bağdat Müzesi'nin antikaları, Şeyh Hamdullah hatlı Mushaf, Hünkâr Mahfilinin çinileri... gibi aynı akıbete uğramış olmasından kaygılıyız...