Huzurun bedeli pahalıdır

A -
A +

Son birkaç aydaki politik kargaşaya rağmen döviz fırlamadı, borsa çökmedi, yatırımlar durmadı, yabancı sermaye rahatsız olmadı, yükü en fazla çeken sınıflardan olduğu halde esnaf ve tüccar ümitsizliğe düşmedi. Ne var ki kargaşa, huzursuzluk, bir zerrecik bile görününce terör, beklediği havayı buldu. Ankara'da çok elîm, çok vahîm bir facia yaşadık. Halbuki ortada hiçbir şey yok. Bir seçim kararı alınmış, partiler eski zamanlara göre pek de sert olmayan üsluplarla diğerini eleştirmekte. Fazlası cumhurbaşkanlığı meselesi... O kadar... Şimdi, Türkiye, Ankara'daki kayıplarımıza ağlıyor. Çok ağır bir ihtar yaşadık. Ne idüğü belirsiz bir psikopat bir ânda faciaya yol açabiliyor. Memleketimiz, bölgenin huzur adasıdır. O huzuru iktidar değişikliği uğruna kimsenin bozmaya hakkı yok. Kimse, "benden sonra tufan diyemez". Siz de merak etmediniz mi? Kan akarken, ceset parçaları havada uçarken meydanlara yığdıkları milyonları milletvekilliklerini garanti etmek için figüran olarak kullanan o çağdaş, aydın ilerici, laik, Atatürkçü kadınlar nerelerdeydiler? Neden şu vahşi sabotaj karşısında tek kelime etmediler? Ulus meydanına da gelmediler. Kıt kanaat geçindiği halde hükümetine, devletine dua eden o esnafa destek olmadılar. Bu ölenlerin anaları, eşleri, nişanlıları kadın değil mi? Nasılsa Baykal, o kahramanlara milletvekilliği teklifi götürdü. Müstakbel vekiller şimdi meclis hülyalarıyla mestler. Bu ülkede bazıları kadınlığı da, laikliği de Atatürkçülüğü de sömürmekte. Tek suçlu o terörist değil. Onun bağlı olduğu örgüt de değil. Canına kıyarak huzurumuza, istikbalimize, hayatımıza bomba atan o cani ve canileri yetiştiremeyen, vatansever yapamayan eğitim sistemi, onun kadar ağzından çıkanı kulağı duymayan sözde aydınlar da suçlu. Keza... Yapılan ve -Allah muhafaza buyursun-yapılacak olan sabotaj ve sabotajların meydana gelmesinde "rejim tehlikede" diyenlerin, miting şovlarla havayı gerenlerin, meclise girmeyerek cumhurbaşkanlığı seçimini kilitleyen muhalefet partilerinin, hukuku emre âmâde kılan mahkemenin, sütun ve program tetikçilerinin de elbette vebali var. Düğün günü kara toprağa giren masum genci düşünün ve vicdanınıza bakın. Gerektiğinde vicdanı azap çekmeyen adam değildir. Herkes aklını başına toplamalı. İktidar, cumhurbaşkanlığı seçiminde nerede hata ettiğini soğukkanlılıkla değerlendirmeli. Muhalefet, hizmetin yalnızca iktidarda olmadığını idrak etmeli. Kanlı terör saldırısı üzerine DTP genel başkanı sayın Türk'ün ve Diyarbakır belediye başkanı sayın Baydemir'in diğer partiler ve yetkililer meyanında hadiseyi lanetlemeleri memnuniyet uyandırmıştır. Anarşi, terör ve bela gelince ırk ayrımı yapmıyor. Bu sebeple aklı selimle hareket etmeleri sevindiricidir. Bu topraklarda huzuru çok pahalıya temin ettik. Şayet bir şekilde kaybedersek çok çok daha fazla bedel öderiz. Cenab-ı Hak, bu milleti bir daha huzura hasret günler yaşatmasın... Kim, Irak'la Irak'lıyla yer değiştirmek ister? Ah, bakan fakat görmeyen gözler!...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.