İçimizdeki yabancılar -ll-

A -
A +

...Ve imam derste, dediler. Bu söz, 'işte kıyamet koptu!' demeye eştir, cami imamının din dersine girmesini felâket olarak sunmaktalar. Bu sözümona mürekkep yalamış cehli mürekkep sahiplerine nasıl anlatmalı ki olması gereken budur. Hatta köylerde, küçük kasabalarda öğretmen, imam, muhtar vazifesi aynı şahısta birleşebilir. Yine nasıl ve hangi kelimelerle izah etmeli ki Amerika'da, Avrupa'da birçok mektep, mâbedlerindir, dahası, dünyanın en parlak beyinlerini çeken o ânlı-şânlı üniversiteler de mâbedlerindir, meşhûr hastahaneler de öyledir. Nasıl etmeli, hangi işaret dilini kullanarak dumura uğramış mankurt zekâlara hatırlatmalı ki Fransız veya şu-bu düveli muazzama devri eseri ve o çok mağruru olduğunuz kör ve topal Lozan Muahedesiyle de müfredatı teminat altına alınmış Türkiye'deki yabancı orta ve liselerde din derlerine papazlar girmektedir. Yani bu zihniyetin izinde olanlar, faraza Şişli'deki bir Fransız lisesinde derse bir papazın girmesini gayet makûl görürken, yüz metre ötesindeki bir Türk okulunda aynı hakkın bir din adamımıza verilmesini gözü dönmüş öfkelerle karşılamaktalar. O manşetlerde kalmadılar: Hiç gereksiz yere, kimse onlara böyle bir uygulama yapmadığı halde mevzi kaybetmişlere mahsus mağlûbiyet duygusu, hezimet hissi ve aşağılık kompleksiyle mes'eleyi daha da tırmalayarak bu defa derste abdest ve örtüye kadar taşıdılar. Kur'an-ı kerîm dersinde kızlar baş örtecek mi, talebe abdestli olacak mı? Neyse ki hayz ve nifastan haberleri yok. Bir kere, bunlar seçmeli ders... Judo dersine giden genç bile kurs yönetmeliğine göre kıyafet giymekte. Jimnastik dersine giren kravatını çıkartırken eşofmana uzanmakta. Misaller çok. Mushaf-ı şerif, ilâhî kanun gereği abdestsiz olarak ele alınamaz. O halde elbette ki derse abdestle girilecek. Ve tabiî ki kızlar, bu derslerde örtünme emrini eda edecekler. Bütün bunlar, dinini evladlarına öğretmek isteyen velilerle öğrenmek isteyen güzel nesillerin mes'elesi iken dinle aralarına aşılmaz duvarlar örmüş olanlar neden, niçin ve hangi hakla böylesi yersiz kaygılar içindeler? Bugün dahi, yerli fikrin, İslâm pınarından içmiş muhafazakâr insanların, ülkeyi önümüzdeki on yıl içinde onuncu büyük dünya gücü olmaya doğru şaha kalkmaya hazırladığı bir çağda karanlık ideolojiler gericiliğinde kalınması acınacak bir haldir. Kızmayacak, acıyacak ve kaybedilmiş olanları da kazanmaya çalışacağız. Fikren bölenlerle memleketi ırken bölmek isteyenlerin ziyanı aynı ölçektedir. Parlak istikbalimiz adına iki zümreyi da kazanmamız lazım. Görün, bakın o zaman nasıl bir Türkiye doğuyor!!!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.