İhtisaslaşmış şehirler

A -
A +

 Ülke gelişiminin hızlandırılması için, şehirlerimize ihtisas kazandırılmalıdır. Zaten tarihten gelen belli hususiyetleri mevcut. Yapmamız gereken "Marka Şehir"ler çıkartırken bu hüviyetlerini desteklemektir. Hangi şehrin ziraat, inşaat, el  zenaatları, sağlık, termal turizmi, ince işçilik gibi hangi alanda mümeyyiz vasfı varsa bu tarafını besleyip dünya ile yarışmalı.

Şimdi artık her şehrimizde en az bir tane üniversite yükseliyor. Şehirleri bu üniversitelerle birlikte ihtisaslaştırmalı. Üniversite, her yerde olanı tekrarlamak yerine, o şehrin dokusunu dünyaya tanıtmakta öncülük yapmalı. "Büyük şehir-uydu şehir" uygulamasına gitmeli. İstanbul'dan misal vermek gerekirse  Marmara Bölgesi'ndeki bütün şehirleri, İstanbul'un uydusu saymalı, buna "mücavir şehirler" de denebilir.
Bugün herkes, her şey ve büyük yatırım payı, İstanbul'da. Hâlâ '50-60'ların "taşı toprağı altın!" zihniyeti yaşanıyor. Sonra da İstanbul'un nüfusundan, trafiğinden, hayat pahalılığından vs. şikâyet edilmekte. Sadece Anadolu'da değil, yurt dışında yaşayan Türklerden de bir parça imkânı olanın İstanbul'da muhakkak bir evi vardır.
Göçü tersine çevirmek, İstanbul'a büyük iyilik olur.
Gaziantep, Denizli gibi şehirlerin markalaşma çabalarının yanı sıra mermercilik Elazığ'da, hayvancılık Kars'ta, seramik Kütahya'da, bakırcılık Kahramanmaraş'ta, vs. şeklinde ihtisaslaşmaya gidilmeli. Denecektir ki bu zaten böyle. Doğru, fakat babadan kalma usullerle devam etmekte. Endüstrileşmesi gerekir. Yüksek teknoloji, Kırıkkale, Gebze örneklerinde olduğu gibi şehirlere yayılmalı. Otomobil Bursa, Uşak, Eskişehir ve Kayseri gibi. Neden bir doğu veya orta Anadolu yahut diğer bölge şehirleri bilgisayar, telefon, uzay araştırmaları ve benzeri konularda marka olmasın?
Yapılacaklardan biri devam eden damarları zenginleştirmek...
İkincisi ise yeni sahalar açmak...
Üniversite, halkla iç içe olmalı, talebe o şehirdeki atölyede, fabrikada yetişmeli.
Bu itibarla silikon vadisi için İstanbul'dan evvel daha başka vilayetler düşünmeli. Bu şehir, Trakya veya Marmara Bölgesinin diğer şehirleri olabileceği gibi Anadolu'da da mümkün. Dış dünyada yalnızca üç şehrimiz tanınmakta: İstanbul, Ankara, Antalya. Bazı şehirlerimizin etiketinde "Büyükşehir" yazması yetmez. "Büyükşehir" pâyesi verilmiş olan il, bütün desteğe rağmen, 10 sene içinde dünya markası olmazsa bu unvan geri alınmalıdır.
Şehirlerimizi kol kuvvetinden, beyin gücüne yükseltilmeliyiz. Artık ağır sanayi değil, yüksek teknoloji çağı. "Elimle tutup gözümle görmedikten sonra inanmam!" hastalığı bitmeli, yükte hafif pahada ağır ürünler yapılmalıdır. Fikir, hayal ve proje satmalıyız.
Hamallığa değil, yüksek teknolojiye talip olmalı. Otomobil imalatı bile kas gücüdür. Çin, Hindistan gibi bazı memleketler boğaz tokluğuna taşeronluk yaparken ileri ülkeler, dünyaya yüksek teknoloji, ileri sanayi, zengin endüstri ürünleri satmakta. İşte Çin ve Hindistan hamallık yaptıklarını fark ettiler. Bu sebeple "Çindia" gündemde...
Şehirlerimizin markalaşma keyfiyeti, 2023'ün altyapısıdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.