Türkiye, Mayıs 2013'te kalkınmada zirveyi yakaladı. 330 yıllık tarihimizde yıldızın parladığı ândır. Onu kalıcı kılmak veya kılamamak esas meseledir. Üçüncü köprü, üçüncü havaalanı gibi yatırımlarla katrilyon dolarlık bütçelere imza atılmakta.
Biz, dünya çapında büyük hamlelere girişirken Yunanistan iflas ediyor, AB kapalı kapılar ardında düşüşün çarelerini sorguluyordu..
Vaziyet değişmiş, "Hasta Adam" yerinden doğrulmuştu.
Şair Emin Bülend'in "Garbın cebîni zalimi/Batının korkak zalimleri" dedikleri, 1683'ten itibaren kenetlenmiş Haçlı zihniyeti halinde bu milletin üstüne gelerek onu, büyük devlet yapan hukuktan maliyeye kadar hangi maddi ve mânevi unsur varsa elinden alıp bir küçük yarımadaya hapsettiler. Dün Sultanlarımız, Avrupa'da taç giydirirken bu defa onlar, bu yarımadada iktidar değiştiriyorlardı. Bu toprakların insanındaki ahlâk, seciye ve cehd vaktiyle garbın zihnine "Türk gibi kuvvetli" deyimini yerleştirmişken, talihin 1683'te tersine dönmesiyle bu defa Hasta Adam aşağılamasıyla mesrur oldular.
1683 nedir?
1683, IV. Mehmed devrinde Sadrazam Kara Mustafa Paşa komutasındaki ordularımızın II. kere Viyana'yı kuşatma mücadelesidir. Viyana, devrin stratejik bir geçiş noktasıdır. Bu kapıdan girilmesi, belki Kuzey Avrupa ve Britanya adası hariç bütün kıtanın Osmanlı mülkü olması demektir. İspanya, Endülüs İslam medeniyetinden sonra yeniden ezan sesine kavuşacaktı.
Kuşatma üzerine Habsburg imparatoru I. Leopold asker-sivil 80 bin kişiyle birlikte Viyana'dan kaçtı. Şehir, muhitten merkeze doğru halka halka alınıyordu. Sadece sur içi kalmıştı. Karşıda 5-10 bin kişilik bir güç direniyordu. Tam o sırada Haçlı orduları, yukarıdaki tepelerden sökün ettiler. Onları durdurmak, en azından oyalamakla vazifeli Kırım Hanı Murad Han, "biz olmazsak Osmanlı neymiş, görsün gününü!" diyerek 40 bin askerini hareketsiz tutup haçlılara yol verdi.
Neticede ordumuz, zafer şerbetini değil, bozgun zehirini içti. Kara Mustafa Paşa, çekildiği Belgrad'da destani bir tevekkül ve teslimiyetle boynunu cellada uzattı. Avrupa'da hayret sesleri yükseldi: Demek Osmanlı da mağlup olurmuş...
2013 Mayısı 1683 Temmuzunda Viyana'da savaşla yapılamayanın ekonomiyle yapılmasıdır. Güçlü maliye, zengin hazine, yakalanan barış iklimi ve dehşetli yatırımlar: Kanal İstanbul, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve üçüncü hava meydanı. Kanal İstanbul'la Montrö Sözleşmesi bitecek, köprüyle Asya ve Avrupa üçüncü kere kucaklaşacak, hava meydanı Avrupa'nın hava trafiğini çok ciddi ölçüde İstanbul'a çekecektir.
Bunlar olunca elbette dün Gezi'de, bugün Lice'de, yarın bir başka yerde yalanlar uydurularak fitneler çıkartılacaktır. Hadise, parti meselesi değildir. Hiçbir Türk, Kürt, Alevi, Sünni, şuurlu kimse, bu büyük oyunun küçük parçası olmamalı. III. Viyana bozgununa uğratılmak isteniyoruz. Halkın oylarıyla gelmiş; çalışan, tarihî hizmetlere imza atan bir iktidar işbaşında. Hükümetin etrafında sağlam durmak, ona destek olmak, vatanını seven her vatandaşın vazifesidir.
330 sene sonra bir daha kaybedersek silinip gideriz.