İlim ayağa gitmez

A -
A +

Başbakan Tayyip Erdoğan, 'akil adamlara kapımız açık, yeter ki bu kan dursun, gelsinler, herkesi dinlemeye hazırız!' dedi. İyi dedi, hoş dedi ama mesele izaha muhtaç. Eğer, bir kimse 'akil' veya diğer söyleyişle 'akl' ise o kimse kapı çalıp "ben akil adamım" demez. Derse o, zaten ham adamdır... Şayet, sözü gailemize derman olacak akil adam veya adamlarımız varsa onların kapısına gitmek gerektir. Yeter ki fayda hasıl olsun. Şu kıtali durduracak sebebi öğretecek akil adamın eli öpülür. Ama, kaygımız o ki böyle insanlar ya yok veya yok denecek kadar az. Kendini 'akil adam' diye pazarlayanlar zaten ciddiye alınamaz. Onların ne sözlerine itibar edilir ve ne de kendilerinden bir netice elde edilebilir. Akil adam, aklı selim sahibi, sağduyulu insandır. İlim ve hikmet ehlidir. Müktesebatını hazmetmiş ve onu yaşayandır. Bunlara 'bilge kişi' de denir. Rütbet'ül ilmi ale'r rüteb! İlim rütbesi, her rütbeden üstündür. Tartıldığında tükettiği mürekkep, akan şehit kanından ağır gelecek olanlar da bunlardır. 'Âlimin ölümü âlemin ölümüdür' haberi bu zatlar içindir. Eğer akil adamdan murat, böyleleri ise ara ki bulasın. Buradan çıkan sonuç nedir? İşte doğru soru bu: Vaziyet o ki "akil adam" damarımız dumura uğramış. Âlimi bitmiş bir memlekette tabiî ki kavga ve kargaşa yaşanır. Akil adam, hakemdir, adalet ve insaf sahibidir. Onlar, ebü'l vakt'tir, her zaman her ne iseler o hallerini muhafaza ederler. Yavuz Sultan Selim zamanında bir beddua vardı. Biri diğerine kızdı mı "Allah, seni Yavuz'a vezir eylesin!" derdi. Cem'i zıddeyn muhaldir, zıtların aynı yerde buluşması mümkün değildir. Halbuki bu Padişah, selimliği ve yavuzluğu kendinde toplamış bir dehadır. 8. Şeyh'ül İslâm Zembilli Ali Cemali Efendi ise böyle bir dirayeti verdiği karardan vazgeçirtebilen bir iradedir. Bugün ilimdeki çoraklık ve âlim sayısındaki fukaralığımızda üç çeyrek asır evvel medreselerin kapısına kilit vurulmasının payı büyüktür. Tevhidi tedrisat tek tip adam yetiştirmiştir. Maoizm bedenlere, Kemalizm beyinlere tek tiptir. İlimde bir asır boyunca sadece Batıya atıfta bulunulması bir diğer vahim hatadır. İslam medeniyetinin üç büyük lisanı vardır. Arapça, Farsça, Türkçe. Arapça, ilim dildir. Farsça, tasavvuf dilidir. Türkçe, devlet dilidir. 1922'ye kadar her üçü de mekteplerimizde vardı. İlk ikisi yeni dönemle birlikte sökülüp atıldı. 1928'de ise Türkçe ile mazi arasındaki köprüler kundaklandı. Lisanı büyük olmayan milletlerde âlim, mütefekkir ve edebiyatçı zor yetişir. İmralı'ya adam gidiyorsa akil adamlara da gitmeli. Bu gidenler akil adamları konuşturmalı, saatlerce, günlerce dinlemeli. Buna danışma denir, istişare denir, müşavere etmek denir. İstişare eden pişman olmaz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.