İlk olarak 1996'larda İHL'nin isminin değişerek İlahiyat Lisesi ve veya İlahiyat Koleji olmasını teklif etmiştik. Müessesenin ismiyle fiili hal çok farklıydı. Anne-babalar, oraya çocuklarını imam yetişsin diye göndermiyordu. Ebeveynin gayesi çocuğuna kendisinin öğretemediği dini bilgileri bir okulun vermesiydi. Bunu tekstil lisesi veya motor teknik yapsa aynı teveccüh oraya da gösterilecekti. Artık vakti gelmişti, yarım asır sonra bir çarpıklığın düzeltilmesi gerekiyordu. Şöyle diyorduk, düz liselerde din dersleri göstermelik olarak değil de hakkıyla okutulursa imam hatip liseleri mesleğe dönük hale getirilebilir. O zaman kâfi miktarda İlahiyat Lisesi veya İlahiyat Koleji bırakılır diğerleri klasik liselere dönüştürülür. Bizim bu mealde yazdıklarımızın üzerinden 1 yıl kadar geçmeden post modern darbe patlak verdi. İHL adeta suçlu sandalyesine oturtuldu. On binlerce memleket evladı, hiç hak etmedikleri bir muameleye maruz bırakılarak perişan edildiler, nice beyinler köreltildi, nice istikballer söndü. Sebep bir iddiaydı. Bir siyasi liderin "imam-hatipler arka bahçemizdir" dediği ileri sürüldü. Nice sonra o liderin yakınları, sözün asılsız olduğunu müdafaa ettilerse de şüyuu vukuundan beter olmuş işler çığırından çıkmıştı. İHL vur abalıya vaziyetine düşmüştü. Psikolojik yıkıma uğradılar. Şimdi tekrar konuşulmaktalar... TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı, Kıbrıs ve AB politikasından dolayı hükümete destek verdiği konuşmasından sonra İHL meselesine de temas ederek öğrencisi azalan imam hatip liselerinin normal liseler haline getirilmesini teklif etti. Fikir kabul edilmeyecek cinsten değil. Zaten oralarda okuyan gençler, kendileri, devlet ve aileleri arasında bunalıma girdiler. Şu türban ve İHL meselesinin artık mutlaka gündemden kalkması lazım. Biz ve ailemizden kimse imam hatipli değil. Fakat, hadise, yıllardır bu ülkeyi meşgul etmekte onun için çareler düşünüp, teklif üretmekte ve bunu paylaşmaya çalışmaktayız. Mühim olan isim değildir, zarf değildir. İstanbul Üniversitesi de Dar'ül Fünun ilken 1933'te bugünkü adını aldı. Yılda kaç imam, hatip ve din görevlisine ihtiyaç varsa o kadar lise bırakılıp onlara İlahiyat Lisesi denir, kalanlar düz lise olabilir. Ancak bir şartla. Yoksa vatandaş yine diğerlerinin kapısına yığılacaktır. Orta öğretimde din dersleri göstermelik, yasak savan cinsten olmaktan çıkartılmalı. Bir orta öğretim mezunu ilmihal bilgisini bilmeli, Kur'an-ı kerimini okuyabilmeli. Bu kadarı kâfi. Bunu yapmaktan korkmamalı. Bunun karşısına laiklik vs. ile çıkmamalı. Bu ülkenin bütün çocukları bizim. Bir tek günümüzü de bir tek yavrumuzu da harcamamalıyız. Kısır çekişmeler, ideolojik saplantılar bitsin artık.