İmtiyaz değil, eşitlik

A -
A +

AB, son mızıklıklarını yapmakta. Dedikleri şu, "tam üyelik olmazsa, imtiyazlı üye veya özel statü verebiliriz". Bu teklif, AB temsilcileri tarafından doğrudan veya dolaylı olarak tekrar tekrar dile getirildi. Her defasında da Türk hükümeti tarafından reddedildi. Anlaşılan o ki hâlâ ümitleri var. Kürt azınlık dediler, alevi azınlık dediler. Bu absürd laflar revaç bulmadı, kimse papuç bırakmadı. Onun üzerine Kıbrıs'ın tanınması için zorladılar. O da sökmedi. Yeniden imtiyazlı veya özel statü lafları etmekteler.. Çünkü, AB için Türkiye "ne sensiz ne büsbütün seninle" durumundadır. Türkiye'yle olmak fakat mesafeli kalmak istiyorlar. Böyle ortaklık olur mu? Şuur altlarında korkular var. Hemen tamamı Müslüman dev nüfuslu Türkiye'nin Avrupa'yı İslamlaştırmasından kaygılılar. Bunu artık, "Viyana yapamadığınızı böylece gerçekleştireceksiniz" diye açıktan açığa telaffuz etmekteler. İkinci korkuları ise büyük bir nüfusun bir ânda Avrupa şehirlerine akması. Bu ikinci korkularından dolayı tam üye olsak dahi tedbir almaktan caymayacaklar. Serbest dolaşım büyük kavgalara sebep olacaktır. Türklerin serbestçe dolaşamadığı, bu ülke mensuplarının gümrük kuyruklarında ikinci sınıf muamele yaşadığı bir AB ne lazım? Şuur altlarında bu endişeler, dillerinde ise bir mantık oyunu. Onlara göre Türkiye'nin büyük kısmı Asya'dadır. Peki İstanbul nerede? AP başkanı Borell, geçen haftaki ziyaretinde, "İstanbul devlet olsaydı çoktan AB'ye girmişti" dedi. "İstanbul", Türkiye'nin diğer adıdır. Bu şehir, Türkiye'nin nüfus ağırlığıdır. Neden coğrafi manzara dikkate alınır da demografik yapı alınmaz? Bu söz itirazcıların ne kadar yanlış yaptığına bir delildir. AB'nin yapacağı bir itiraz kalmamıştır. Bundan böyle tam üyeliğe çıkacak bir müzakere tarihi vermekten başka şansları yok. Şartsız tam üyelik bekliyoruz. İmtiyaz vs. de istemiyoruz. İmtiyaz değil, eşitlik peşindeyiz. Türkiye'den 30 sene sonra müracaat edenleri hemen kabul edeceksin bizi ise din, göç, coğrafya gibi sebeplerle bekleteceksin. Bunun makul bir tarafı yoktur. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın sık sık dile getirdiği "aksi halde Ankara kriterleri ile yolumuza devam ederiz." Bu fikrimizde gayet samimiyiz.. Türkiye bu sözün arkasındadır. Bizim için mühim olan dünya liginde oynamaktır. Biz o güçte olduktan sonra isteyen kızını versin. Şu kadar büyük gayret gösteren bir Türkiye'yi bir başka ittifak içinde olmaya mecbur bırakan AB üyelerini tarihin hangi sıfatla anacağı düşünülmelidir. Türkiye, müsterih.... Şimdi sıra AB'de.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.