3 Hafta kadar önceki mühim bir haber, dünya gündeminin aşırı yüklü olmasından dolayı üzerinde yeterince durulmadan unutuldu. Haberi bir kere daha hatırlatalım. Mevzuumuz bir İngiliz filozof. Bu adam, 82 yaşında. Bu yaşına kadar ateist. 82 Yaşına girince vicdanında sakladığını açığa vurmaktan kendini alamıyor. O vakte kadar ateist olarak hayat süren bay filozof, birden "affedersiniz, diyor, Allah vardır, bugüne kadar fikirlerimi benimseyip de arkamdan gelenlerden özür dilerim". Herhalde bay filozofun takipçileri yıkılmıştır. Bundan büyük şok olamaz. Kim bilir ruh halleri hangi karmaşık halde. İç dünyaları muhakkak ki sarsıntı ve çalkantılarla doludur. Aslına bakarsanız her ateistin, tanrı tanımazın, imânsızın ruh dünyaları aynı çalkantılar içinde. Ancak bunu kendilerinden bile saklarlar. İnanç boşluğunun meydana getirdiği azabı kendilerine dahi itiraf edemezler. Bunu itiraf yürek ister. Ateistler iki türlüdür. Birinciler, anadan-babadan ateisttir. Allahsız ve kitapsız olarak büyütülmüş, sonra kendileri de aynı yola devam etmişleridir. Diğerleri ise dinden sonradan irtidat etmiştir, dönmüştür. Bunlara teknik söyleyişiyle "mürted" denir. Birinciler bir miktar gamsız olabilir. Onların vicdanları nasırlaşmış, metafizik ufukları kararmıştır. Kendilerine kurdukları oyuncaklı dünyada bir şeylerle meşgul olarak zaman öldürürler. Asıl felaket ikincilerin halidir. Belli bir yaştan sonra dini reddederek kendini hiçliğe, boşluğa, yokluğa fırlatmak kolay değildir. Zira hiçlik, boşluk yokluk dahi mutlak anlamda yoktur. Zerreden galaksilere her şey sonsuz kudret sahibi yüce Allah'ın tasarrufunda. Bayram günlerindeyiz. Bugün üstelik bir de Cuma. Bayram üstüne bayram... Her sınıf, çeşit, grup, ırk, renk ve milletten Müslüman, din kardeşleriyle bayramlaşıyor. Ziyaretler yapılmakta, telefonlar açılmakta, mektuplar yazılmakta, mesajlar çekilmekte. Böylece toplum kendi kendini rehabilite ediyor, iyileştiriyor, toksinleri atıyor, kendini yeniliyor. Bu sosyal aktivitenin içindeki her birey, sanki dünyaya yeniden geliyor. Bayramın meydana getirdiği sevinç ve huzur, ev ev sokak sokak yer yüzüne yayılmakta. Millet ve daha geniş anlamda ümmet olma idraki yaşanıyor. Ateist bunlardan mahrum. Kendi kendinin önünü kesiyor. İnanmadan tebrikleşse riyakârlık yapmakta. Tebrikleşmese kaosa sürüklenmekte. Bir tasavvur ediniz. Bayram gelmiş. Milyonlar erkenden camiye koşuyor. Daha sonra ailesiyle akrabasıyla eş-dostla bayramlaşıyor. Bir sevinci paylaşıyor. Tanıdığı tanımadığı nice insan için dua ediyor, tanıdığı tanımadığı nice insandan dua alıyor. Bunlar olurken ateist kendini büyük annesinden, komşusundan, mesai arkadaşından, ortak değerlerden koparıyor. O insanın rahat olması mümkün mü? Ateistin düşünmesi gereken şudur. Bu kadar milyar insan, yüce Allah'a, Peygamberlere inanırken akılsız da yalnızca kendisi gibi bir avuç şüphezede mi akıllı? Bayramlar, inanç sahipleri için mutluluk, ateistler, inançsızlar içinse kriz günleridir. Ateizm, intihardır. Zaten çok ateistin sonu da bu şekilde bitmekte. Her ateist şunu düşünmelidir. Ya bir gün kendileri de "affedersiniz yanılmışım" demek zorunda kalırlarsa?! O halde yanılıp yanılmadıklarını neden bugünden sorgulamazlar. Ateizm insanın kendi kendine işkence etmesidir. İşkence insanlık suçuysa önce bu büyük suç üzerinde durmalı. Onun üzerinde durmak bütün insanlığın borcudur..