Yılın en büyük olayı, güney Asya'nın dev dalgaların altında kalmasıdır. Bu sadece 2004'ün değil, yüzyılın da büyük olayı. Şimdilik 150 bin kişinin öldüğünden söz ediliyor. Tabii şu şartlarda bu rakamlar sağlıklı kabul edilemez. Yarın rakamlar kesinleştiğinde tarihe 200 bin ölü diye bir not da düşebilir. Nerden ve nasıl bakarsanız bakınız ortada 100 binden az kayıp yok. Bu kaybın üçte ikisi çocuk. Üçte ikisi Endonezya'dan. Herhalde kaybın üçte ikisi Müslüman. Ve herhalde Müslüman kayıpların üçte ikisi de Açe'li. Kamuoyumuz Açe'yi yeni öğreniyor. Açe 16. asırda bir Sultanlıktı. Sömürgeci Portekizlilere karşı Osmanlı devletinden yardım istedi. İşin aslı şöyle olmalı. Açe'liler haddi zatında Türk asıllı değildir. Fakat giden Osmanlı levendleri bir avuç oldukları için orada eriyip kaybolacaklarına yerli halkı kendilerinden yapmışlar. Tabiî bu kendinden yapmak üstün ahlakla mümkün olmuştur... Onun için Endonezyalıların Türkiye'den gidenlere "Açeli misin?" dediklerini biliyoruz. Açe'liler bize benzemekteler. Levendlerimizin torunları orada bağımsızlık istemişler. Bayrakları hemen nerdeyse Türk bayrağının aynısı... Bunları yeni öğreniyoruz. Acaba bağımsızlık isteyen Osmanlı bölgesi Açe büsbütün yok mu oldu? Nüfusun kökten kazındığını söylemek zordur. Türk hariciyesi Açe hakkında tatmin edici açıklama yapmalıdır. Bu bizim vazifemiz. Bizim de içinde olduğumuz insanlığa gelince... İnsanlık güney Asya konusunda sınıfta kaldı. İki bakımdan. Birincisi, bu çaptaki bir dehşet karşısında gösterilmesi gereken hassasiyet esirgendi. Hele yardımlar mevzuunda önceleri çok cimri davranıldı. Nemelazımcılıkta başı yine İslâm âlemi çekti. Orda ölenlerin çoğu Müslüman olduğu halde her örnekte görüldüğü gibi zerrece rahatsız olmadılar. Sınıfta kalmanın ikinci sebebi ise insanlıktaki duyarsızlık. Ölenler asrın felaketiyle canlarından oldular. Ölü miktarı yüz binlerle ifade ediliyor. Sayının üçte ikisi çocuk. Bu demektir ki milyonların yüreği yanmakta. Hal böyle iken yılbaşı, felaket bölgeleri de dahil olmak üzere bütün dünyada vur patlasın çal oynasın sorumsuzluğuyla kutlandı. Evet ölenle ölünmüyor ama bu kadar katı kalblilik çok fazla. Güney Asya bir neslini kaybetti, dünya insanlığını.