İnternet suistimali

A -
A +
Sosyal hayatta neler suistimal edilmedi ki? Din, bayrak, hukuk, basın, tapu, halk, emek... akla gelebilen her değer. Bu kötüye kullanmanın; hatta belki sömürünün arka planında küçük menfaatler, yalancı muhabbetler, ucuz şark kurnazlıkları, üçüncü dünyalı tavrı gibi insana yakışmayan, birkaç nesil sonra istihza mevzuu olan yahut ikrahla bakılan bir düşük ahlâk vardır.
Şimdilerde internet, suistimal ve istismar edilmekte. Üstelik de internet üzerine ahkâm kesen bazıları, internet ürünlerini kullanmaktan, bilgisayarın tuşuna dokunmaktan âcizler. Hiçbir gelişmiş veya belki de gelişmemiş ülkede demokrasi ve hürriyet, başıboşluk ve keyfilik olarak görülmez. Bizde yanlış yönlendirmeler neticesinde demokrasi de hürriyet de sınırsız hürriyet ve uçsuz-bucaksız keyfilik sanılmakta. Öyle olsaydı yeryüzünde kanunlara, mahkemelere ne gerek kalırdı?  Halbuki ahlâki hüküm, çerçeve ve müeyyideler yalnızca dinlerde görülmez, laik rejimlerin anayasalarında bile bu meyanda bizdeki anayasada ahlâktan, genel ahlaktan gençlerin, çocukların ve ailenin korunmasından söz edilir.
Bunlar meçhul değildir; ne var ki bilmek başka, işe geldiği gibi davranmak başkadır... ister haklı olsun, ister haksız; yeter ki bir menfaat elde edilebilsin o zaman her söz, her çıkış ve her vasıta mubah sayılmakta.
İnternet kanununa dair yapılan konuşmalarda, yazılan yazılarda büyük çoğunlukla bu tutumu görmekteyiz. Ortada tam bir sorumsuzluk, alabildiğine suistimal görülmekte. Disiplinsiz aile, disiplinsiz şirket olmayacağı gibi disiplinsiz devlet de olamaz. Disiplin; yani nizam ve intizam, tahakküm ve müdahalecilik değil, hayata düzen ve güzellik kazandırmaktır. İnternetin getirdiği kolaylıkların yanı sıra hangi felaketlere yol açtığını, ahlâkın dibine kezzap suyu döktüğünü, boşanmalara sebep olduğunu, burada uzun uzadıya anlatmaya gerek yok. Buna rağmen internetin insanca, dürüstçe ve faydalı biçimde kullanılması için yapılan kanun, hem insafsızca politik cerbezeye ve hem de vicdansızca kalem perendelerine maruz kalmakta.
İnternet, suistimale son derecede açıktır. İnternet kullanıcıları genç nüfustur, tahlil ve araştırmadan ziyade kendisine sunulanları soruşturmadan kabullenip panik rahatsız olmaktalar. Şu var ki internet üzerinden iktidarı yıpratma çabasında olanlar, aslında genç ruhlarda ve onlarla birlikte de geleceğimizde tahribatlara zemin hazırladıklarını hesaba katmak istemiyorlar. Dert şu ki iktidardan bir tuğla daha düşsün de sonu ne olursa olsun!
İnternetin faydalı tarafının takviyesi, yıkıcı tarafının da ıslah edilmesi gerekmektedir. Amerika'da dinlediğimiz şu hadise, meseleyi çift yönlü olarak gayet net anlatacaktır. Türkiye'den tahsile gelmiş bir talebe, kütüphanede ders çalışırken bir ara Türk gazetelerine bakıp gelişmelerden haberdar olmak ister. İnternetteki bazı Türk gazetelerinde gezinirken biraz sonra omuzunda bir el hisseder. Kütüphane memuru başında bitmiştir:
-Lütfen uygunsuz yayınlara bakmayınız...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.