Irak yanıyor, Iraklı ölüyor

A -
A +

Irak'ta her şey mahvolma yolunda. Her şey, alt-üst ve her şey şirazesinden çıktı. Artık, seçim, devlet, hükümet bir şey ifade etmiyor. Etmesi için seçimin istikrar, hükümetin tedbir, devletin huzur getirmesi lazım. Ne huzur var, ne emniyet. Ne zaman hangi köşeden bir kurşun geleceği, ne zaman nerede bir sabotaj olacağı, ne zaman nerede bir intihar saldırısı yapılacağı belli değil. Eğer bir ülkede cenaze alayı bile intihar saldırısına maruz kalıyorsa orada her şey dehşet verici demektir. Hakikaten de öyle, Irak'ta her şey dehşet verici. Çünkü devamlı surettte ölenler artmakta. Hem intihar saldırıları çoğaldı, hem hayatını kaybedenler. Irak sanki bir soykırıma tabi. Ülke yanıyor Iraklı ölüyor. Üstelik bu ölümler öyle 3-5 de değil. Her gün birkaç düzine ölüm vuku bulmakta. Bunlar ölü sayısı, bir de sakat kalanlar var. Acaba bu bir tesadüf mü? Yoksa zaten bu netice elde edilmek için mi çalışılıyordu? Kimin kimi öldürdüğü belli değil. Bu kaosta bile sinsi hesapların varlığı apaçık görülmekte. Mahvolmuş bir memleket, bir de üstüne üstlük mezhep kavgalarına sürüklenmek isteniyor. Irak öylesine içinden çıkılmaz hale geldi ki fail kim, mağdur kim belli değil? Türkiye Büyükelçisine silahlı saldırı bile bir hain planın eseri. Bu berbat tablonun etrafa sıçramasından korkarız. Onun için bir ân evvel sükûnetin evdeti gerekir. Sükûnetin avdeti için de işgal acilen bitmeli. Bu işgal kime ne kazandırdı? ABD mi, İngiltere mi, kim kazandı? Hiç kimse kazanmadı. Saddam Hüseyin külliyen kaybetti. G.W. Bush da kaybetti. Amerikan kamuoyu araştırmaları iktidarın puan kaybını gözler önüne sermekte. Çünkü Amerika'nın verdiği asker zayiatı resmi açıklamaların üstünde. Anaların ağlaması bitmeli. Iraklı ana da Amerikalı ana da ağlamasın. Fakat ağlıyorlar, bu gidişle daha da ağlayacaklar. Gelişmelere bakılırsa ağlayanlar da hızla artacak. Buna rağmen ABD'nin İran'ı, Suriye'yi vurma hesapları içinde olmasını anlamak ve makul bir mantıkla izah etmek mümkün değil. Bu sebeple: Türkiye'de bırakınız seçim vaktinde yapılsın. Cumhurbaşkanlığı meselesi vakti gelince konuşulsun. Bir ânda ateş çemberi içinde kalabiliriz. O gün dahi istikrarımızı korumak zorundayız.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.