Başbakan Erdoğan, Hindistan Başbakanı Vajpayee ile yaptığı basın toplantısında Irak konusunda da açıklamalar yaparak bölgeye giden hey'etlerin verdikleri raporlarının tetkik safhasında olduğunu, bundan sonra bir karara varılacağını söylemiş. Başbakan ayrıca BM'nin bu hususta bir ön alması gerektiğine de temas etmiş. Birleşmiş Milletlerin ön almasını istemek, bir temenni midir, şart mıdır? Şartsa hükümet şartı mı, devlet politikası mı? Orası meçhul. Herhalde olsa daha iyi olur cinsinden bir temennidir. Bunlar tamam. Ne var ki bir gerçek de artık kendini iyiden iyiye duyurmakta. Türk askerinin Irak'a gitmesi gecikmiştir. Tezkerenin Mecliste reddi bir şanssızlıktı. Böylece ABD ile Irak Kürtleri yakınlaştı ve o dumanlı havada bir Kürt devleti kuruldu. Irak'ta haylice devletin askeri var. Bizse hâlâ... Türk askeri Irak'a giderse Irak halkının mutluluğu ve bütün Irak'ın istikrarı için gideceğini söylüyoruz. Bu veya meali sözler, hemen her gün tekrarlanmakta. Esasına bakarsanız ismi konmamış BM orada. Arnavutluk'tan Polonya'ya, Bulgaristan'dan İngiltere'ye kadar ülke askerleri Irak'a yerleşmiş durumdalar. Daha başkaları da var. Bölgenin esas sahibi Türkiye yok. Acaba bunda Barzani veya Talabani'nin komşu ülkelerden asker istemediklerine dair beyanları mı caydırıcı rol oynamakta? Ona bakarsanız Hoşyar Zebari de geçtiğimiz günlerde Türk askeri yerine Rus ve Fransız askerlerinden yana olduklarını söylemek gibi akıl almaz bir şey demişti. ABD, yaşanan tatsızlıklardan sonra şu gün de ordumuzun Irak'a girmesini istiyorsa bunu kullanılması gereken bir imkân kabul etmeliyiz. Dış politika çok da sabit değildir. Yarın Amerika da diğer tarafa iltihak ederse komşumuzda olup bitene sadece seyirci kalırız. Bu kadar tereddüt, hatta ayak sürüme ve muğlaklık neden acaba? Üstelik Irak toplum önderleriyle diyaloglar müsbet geçmiştir. Buna rağmen gelen istihbarat haberleri çok mu vahim? O meşhur itiraz mı? -Asker giderse ölür!.. Bir tek evladımız dahi ölmesin. Bırakınız ölmeyi burnu bile kanamasın. Ama askerlik ölme ve öldürme sanatıdır. Devletler bunun için asker besler. Türkiye'nin uzun vadeli menfaatleri Irak'ta olmamızı sadece gerektirmiyor aynı zamanda emrediyor. Kararlılık çok önemli. Sürekli acaba, sürekli tereddütle olmaz. I. Körfez Harbinde Turgut Özal istediği halde girilmedi, tarihi fırsat kaçtı, II. Harpte girilmedi karşımıza dağ gibi problemler çıktı. Şimdi bu son fırsat. Yine kaçarsa bu defa telafisi imkânsız zararlara uğrarız.