Irak'ta 2003'te ABD ve İngiltere'nin işgaliyle derin yara alan devlet, 11 Haziran 2014'te Musul'un düşmesiyle çökmüştür. Tabiî ki orada hava, kara gibi birliklerden oluşan ordu var. Buna rağmen bir terör örgütü, senelerdir devlet içinde devlet keyfiliğini yaşamakta. Girdiği yerlerde vergi almaya kadar devlete mahsus tasarrufları da icra etmekte. Aslında Irak'ta devlet yeni çökmüş değil. Belki çöktüğü, yeni fark edildi.
Hatırlanacaktır. Irak işgal edilince Ankara, sürekli olarak Irak'ın toprak bütünlüğünün korunmasına dair görüşlerini tekrarlamaktaydı. Zira Irak, üç parçalı ve parçalar çatışmalıydı. Kuvvetli otonomiye sahip Kürdistan bölgesi zaten bilinmekte. İşgal üzerine ayrıca Şii ve Sünni bölgeler ayrışması yaşandı. Amerika çekildikten sonraysa tahmin edilen oldu; Şii ve Sünniler arasında çok kanlı çatışmalar doğdu. Nuri el Maliki'nin başbakanlığıyla birlikte sanki intikam süreci başladı. Sünniler ötekileştiriliyordu
IŞİD'in Musul çılgınlığı gösteriyor ki Irak'ta şeklen bir ordu, şeklen bir siyasi şema vardır. Teröristler karşısında dahi zerrece mukavemet göstermeyerek şehri terk eden bir ordu gerçeği var. Buna mukabil, ordu, kasden saha boşalttı gibi bir tahmin de yürütülmekte. Fakat bu doğru olamaz. O takdirde Maliki idaresiyle IŞİD'in iş birliği sonucu ortaya çıkar ki bu mümkün değildir. Çünkü Maliki Şii, terör örgütüyse Şia hasmı Vehhabi ve selefidir.
Bugün başa, yani işgal güçlerinin ayrılmasından sonraki günlere dönülmüştür. Bir tarafta Kürt otonomi varlığı, bir tarafta Saddam'dan sonra işgal güçlerinin devleti temsil ettiği Şia unsuru ve Sünniler. Eldeki devlet Şia'dadır. Kürtler kendi otoritelerini tesis etmişlerdir. Sahipsiz olan Sünnilerdir.
Bu örgüt, kendi isteğiyle el Kaideye bağlanmış ve Irak el Kaidesi ismini almışken Suriye'de de faaliyet göstermeye başlayınca Afgan merkezli el Kaide'nin Irak el Kaidesinin Suriye faaliyetlerini feshetmesi üzerine bunu tanımayarak IŞİD adını alması ve eskiye göre çok güçlenmesidir. Bu gücü elde etmesinin arkasında mutlaka bir destek var. Bu destek İran olamayacağına göre kim? İşte o güç kim veya kimlerse Gezi, 17-25 Aralık, Okmeydanı, Lice iç darbe, kışkırtma ve kaos teşebbüslerinden sonra bir taşeron örgüt vasıtasıyla Musul cephesini açmışlardır. Kürtlerle petrol anlaşması yapmak, İran'la görüşmek, enerji havzası olmak çok merkezi rahatsız etmekte.
Soru şudur:
Konsolosluktaki rehineler serbest bırakılınca, her şey düzelmiş, bölge normale mi dönmüş olacaktır? Bize göre hayır. Kandil gibi sınırlarımızın ötesinde bir örgüt daha mevzilenmiştir.