İran'ın tercihi

A -
A +

İran'da cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı. Bu seçim son zamanların en önemli dış gelişmelerinden biri. Bölgenin yarınlarına dair gelişmelere yol açabilir. İran halkı 70 yaşındaki reformcu Haşimi Rafsancani yerine 49 yaşındaki muhafazakâr Mahmud Ahmedinecad'ı seçti Dünya, eski cumhurbaşkanlarından, ABD'ye müsbet mesajlar yollayan Rafsancani'nin kazanmasını bekliyordu. Bu beklenti açısından seçim sürpriz yapmıştır. O kadar ki Ahmedinecad oyların yüzde 61.69'unu, Rafsancani 35.92'sini aldı. Arada yüksek fark var. İranda'da bizde olduğu gibi nüfusun yüzde 70'i 30 yaşın altında. Üstelik seçmen yaşı 15. Gençlerin liberal hayattan yana olmaları bekleniyordu. Aksi oldu, tavizsiz muhafazakâr Mahmud Ahmedinecad kazandı. "Biz, devrimi demokrasi getirmek için yapmadık" ve "ABD ile münasebetler düzelmese de olur" diyen bir adayın İran'a cumhurbaşkanı olmasının sebepleri şöylece sıralanabilir. İran, derin devleti, Ahmedinecad'ın kazanması için hukuktan sandığa kadar bütün imkânları kullanmıştır. Tahran belediye başkanı olan Mahmud Ahmedinecad, fikirlerinde samimi, hayatında mütevazıdır. Maaşıyla geçinmiş, makamını zenginleşme fırsatı yapmamıştır. Halkın "cumhurbaşkanı seçildiğinde saraya taşınacak mısın?" sorusuna "her İranlı'nın sarayı olduğunda ben de saraya taşınırım" demiştir. Bu söz daha önceki alçak gönüllü hayatla birleşince halkı derinden etkilemiştir. Buna mukabil Rafsancani zenginleşmiş olarak görülüyor. Ahmedinecad, ayrıca İslam dünyasına dair haksızlıklara çektiği dikkatle de oylarını arttırdı. Bilindiği gibi BM "daimi üye" sıfatına malik kurucu 5 devletin işareti istikametinde çalışmaktadır. Türkiye de bu uygulamadan rahatsızdır. Ahmedinecad, daimi konseyde 1.5 milyarlık İslam dünyasından da temsilci olması gerektiğini seçim meydanlarında dile getirmiştir. Sürprizin diğer sebebi bizzat Amerika'dır. Amerikanın BOP çerçevesinde sürekli olarak İran'a göndermeler yapması, açıkça veya örtülü biçimde tehditler savurması İran'ı bu çizgiye itmiştir. ABD bunu istemeden de yapmış olabilir, isteyerek de. Şayet tersi olup da Rafsancani kazansaydı Washington'un İran'a müdahale arzusu rafa kalkardı. Şimdi basit bir sebepten dolayı bu ihtimal gündeme gelebilir. Zaten "ABD ile münasebetler düzelmese de olur" diyen yeni cumhurbaşkanı o kadarla da kalmayarak "İran nükleer silaha sahip olacaktır" demekte de bir beis görmüyor. Seçim sonuçları her ne olursa olsun. Bu İran halkının tercihidir. İran, önce Tahran belediye başkanlığında denediği din adamı olmayan birini yüksek oyla devletin başına getirmiştir. Dünya bu tercihe saygı duymalıdır. Nitekim AB tasvibini, Putin ve bazı komşu ülkeler de tebriklerini dile getirdiler. Haberlere bakılırsa Beyazsaray rahatsız. Türkiye'ye gelince, bizde Sünni, orada Şii kadrolardan meydana gelse bile iki ülkede de muhafazakârlık yükselen değerdir. İnsanlar birbirlerinin tesiri altında kaldıkları gibi devletler de birbirlerine etki etmekteler. İran komşumuzdur. Üstelik ayrı rejim ve derin inanç farklarına rağmen asırlardır ne sınır ihtilafımız, ne büyük bir ihtilafımız olmuştur. Ahmedinecad yönetimi Rusya ve Türkiye ile ilişkileri sıcak ve verimli tutmaya mecburdur. Putin, Erdoğan ve Ahmedinecad bir akrandır. Medyamızla siyasi arenalarda "molla" gibi küçültücü ifadeler kullanmaktan kaçınmak lazım. Bir komşumuzun evi dahilinde ne giydiği, nasıl yaşadığı bizi alakadar etmez. Biz, milletimizin çıkan neticeden nasıl faydalanacağına bakalım. Dün İran'a ne kadar ihracat yapıyorduk, şimdi ne kadar yapabiliriz buna odaklanalım. Bölgenin laiklik komiseri olmamız ülkeye zırnık fayda temin etmez. Orada yeniden muhafazakâr bir dönem başlıyor, bizde muhafazakâr demokrat bir iktidar var bunun getireceklerini kaçırmamalı. Hatırlanacaktır, bir olağanüstü dönemde İran'dan doğalgaz almamıştık. Sebep rejimiydi. Sanki gaz vanalarından sarıkların tülbentleri akacaktı. Bunu yapanlar bir zaman sonra AB'ye karşılık İran ve Rusya ile ittifaka gitmemizi teklif ettiler. Bu tezatları tekrarlamayacağımıza eminiz. Ancak sağdan soldan milli çıkarlarımıza aykırı laflar gelebilir. Ailelerde akrabayı, devletlerde komşuyu seçme hakkı yoktur. Biz bir bölgedeyiz, o bölgedeki komşularımızla komşuluk hukukuna yaraşır bir hayat süreceğiz. ABD ile dost veya stratejik ortak olmamız komşularımızla kötü veya düşman olmamızı gerektirmez. Herkesin yeri ve kıymeti farklı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.