IŞİD, Haçlıların gündelikçi işçisi

A -
A +

Sn. Erdoğan Çankaya'ya çıktıktan sonra Esad, Sisi ve Maliki batılı başkentler tarafından davet edilebilir.
İnsanların İslamiyetten nefret etmesi için hususi bir teşkilat kurulsaydı; o teşkilat, IŞİD'in yaptıklarından daha fazlasını yapamazdı. Vehhabilikle üreyen selefilik, tüyler ürperten fotoğraflarla dehşet saçmakta. IŞİD dedikleri güya Irak İslam Devleti, el Kaide'den kopmuş, tâlî derecede bir örgüt iken birdenbire palazlanarak devlet olma, şeriat ve hilafet ilân etme iddialarına kadar geldi...
Tuhaflığa bakınız ki 5-10 bin kişi ülkeler fethedebiliyor?!
Hilalle Salibin yani Hilal ile Haç'ın mücadelesi Sevgili Peygamberimizin -aleyhisselam- dini tebliğe başladığı günden beri devam etmektedir.  Müslümanlar bölündükçe, birbirlerine düştükçe kaynakları daha kolay elde edilebilecek, birbirleriyle çatıştıkça batının silah fabrikaları üretime devam edecektir. Bu bir değişmez gerçektir. Diğer gerçekse şudur:
Konsolosluk baskını için Musul'un seçilmesi tesadüf olarak görülemez. Maksat, Türkiye'ye gözdağı vermekse neden Halep'teki Şam'daki konsolosluk değil de Musul konsolosluğu?
Batı, IŞİD üzerinden Ankara'ya mesaj vermektedir. Türkiye'nin Sünni aidiyetli iktidarı, aynı mahiyetteki Kürdistan muhtariyetiyle 50 yıllık petrol sözleşmesi yaptı. Andlaşma akdedilip, petrol Ceyhan üzerinden gemilerle dünya piyasasına açılır açılmaz limanlar, bu gemilere kapatıldı. Onların kapatılmasıyla Musul'daki Türk konsolosluk binasına taarruz edilip rehineler alınması eş zamanlıdır.
Bundan ibaret değil:
Petrol andlaşmasıyla Lice'de bayrak inmesi de eş zamanlıdır. Çok uluslu PKK'lıların Barış Sürecini baltalamak için yol kesmeleri, çocuk kaçırmaları da eş zamanlıdır. Mavi Marmara dâvâsına bakan mahkemenin İsrail genel kurmay başkanıyla, dört bakan hakkında kırmızı bülten çıkartmasıyla da eş zamanlıdır. Dev projelere imza  atmamızla, halkın ilk defa  bizzat devlet başkanı seçmeye hazırlanmasıyla da eş zamanlıdır.
Musul bizim için kapanmamış bir hesaptır. Her ne kadar Bâbı âlinin bir kanadında yabancı bir milletin sözcüsü sadakatiyle Musul'la alakamızın kalmadığı, Mısır petrolleri üzerinde hiçbir hak iddia edemeyeceğimiz gibi kanımıza dokunan bir yazı kaleme alınsa da bu görüşün millî tarih önünde hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.
Ankara'ya petrole dair bir mesaj verilecekse Musul, en isabetle seçilecek adresti.
Sömürgeci dünyada gerek görülünce belli coğrafyalara girilir, oralar bataklığa çevrilir, hayatlar, hukuklar alt-üst edilir ve yine gelebilmek için kendi aleyhlerine  kontrol edilebilir düşmanlıklar üretilir ve gidilir. Dikkat edilirse İsrail, Rusya, Çin, İngiltere, AB hatta İİT, IŞİD için bir şey söylemediler. O da onların aleyhine bir şey dememekte. Eğer IŞİD hakikaten samimi bir Müslüman teşkilat olsaydı Türkiye zararına faaliyet aklının ucundan bile geçmezdi. O'nun ilan etmek istediği hilafetin yapmayı hayal edemeyeceğini, Türkiye, İslâm âleminin dertleri, sıkıntıları için koşmakla zaten ifa etmekte.
Bir cümle daha:
IŞİD ile Beşar Esad'a nefes aldırıldı. Esad, yakında batı başkentlerine davet edilirse kimse şaşmasın. Ne de olsa seçime girdi ve kazandı. Tıpkı Sisi gibi, iktidarını devam ettirmek için en mübtezel hallere rıza gösteren Maliki gibi.
Son Söz:
Gezi'den Kandil'e çocuk kaçırmaya, Musul konsolosluğuna baskına kadar küresel güç veya Haçlı saldırısıyla karşı karşıyayız. Bütün vakarınla sağlam dur Hilal...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.