İstanbul konuşulmakta

A -
A +

Gündemde sadece Kerkük yok. İstanbul da, kültür başkenti de gündemde. İstanbul hâreli bir şehir, bir güzellikleri bir dertleriyle mevzubahis edilmekte. İşin esasına bakarsak son 25 yıla kadar İstanbul, mahvedildi. İstanbul beyefendisi, hanımefendisi, Türkçe'si kalmadığı gibi İstanbul semtleri de bitti. Osmanlı mirası İstanbul ah bir korunabilseydi. Şimdi Zeyrek'te, Süleymaniye'de, Üsküdar'da Beykoz'da ayakta kalmış birkaç ahşap bina, yıkımdan kurtulmuş birkaç çeşme, birkaç kubbe ve minareyle teselli bulmaktayız. Yangınlar, insafsız kazmalar ve görgüsüz hayatlarla İstanbul semtleri perişan edildi. Şimdi o kapısından vizelerle girilen siteler ne kadar İstanbul? Uydu şehirler ne zaman İstanbullaşır? İstanbul şu aralar yine konuşulmakta. Çünkü başbakan gelenlere vize mecburiyeti ve araba tahdidinden bahsetti. Başbakan, belediye başkanı olduğunda da vizeden söz etmiş, fakat şiddetli tepki görmüştü. Yine kınanmakta. Bunda vize kelimesinin ürkütücü rolü var. Zaten böyle bir kanun çıksa bile Anayasa Mahkemesinden döner. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın diğer teklifi ise araba veya plaka tahdidi. Bunlar başbakanın kesin görüşleri olmasa gerek. Fikir egzersizi olabilir, aklı erenleri konuşturarak fikirler elde etme peşinde gibimize gelmekte. Ortada bir problem var. İstanbul'a göç durdurulamıyor. Göç durmayınca beraberinde trafikten kiraya kadar onlarca problem doğmakta. Vize adına "vize" denmeden ne şekilde uygulanır, nasıl bir formül bulunur bilinmez? Belki de uygulanması imkânsız. Buna karşılık araba sayısının bir kanunla dondurulması mümkün. Fakat her mümkün olan makul değildir. Daha ortada taksi plakası derdi varken buna bir de hususi araba plakası eklenemez. Elinde 300-500 plaka tutan taksi ağaları türemiş vaziyette. Üstelik bunlar çok popüler isimler. Böyle bir karar birçok hileli hurdalı işlere yol açacaktır. Yeni ağalıklar, derebeylikler kurulur. Bunlar doğru. Vize bir dert. Plaka tahdidi ayrı bir dert. Ancak dertlerin derdi İstanbul'un trafiği. İstanbullu zamanın büyük kısmını trafikte öldürmekte. Neyse bereket versin ki su, elektrik, doğal gaz sıkıntıları yaşanmıyor. Şayet trafikle birlikte bunlar da olsaydı hayat İstanbul'da işkenceye dönerdi. Uyuşturucu ve kapkaç gibi sıkıntılarsa sürüp gitmekte. 15 milyonluk dev bir şehir. Şehirden öte devlet gibi. Herhalde fethettiğimiz Bizans bugünkü İBB sınırları kadar yoktu. "Herhalde" kelimesi fazla elbette yoktu. Tüneller, metrolar açmaya hız vermeli. Diğerleri havanda su dövmek. İstanbul'a tüneller, tüp geçitler, metrolar, raylı sistemler açacak, taşradakini yerinde doyuracaksınız. Herkes memleketinde doyarsa İstanbul kapkaçtan trafiğe kadar rahatlar.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.