İşte misyonerlik faaliyetlerinin sonucu

A -
A +

Hakan Ekinci isminde bir genç salı ikindiden itibaren Türkiye, İtalya, Yunanistan ve Arnavutluk başta olmak üzere bütün dünyayı meşgul etti. THY'nin Tiran-İstanbul seferini yapan uçağının kaçırıldığı haberi, haber merkezlerinde bomba gibi düşmüştü. Kaçırılma işareti, Yunan hava sahasında alınmış, uçak, nöbetleşe değişen iki ülke jetleri refakatinde Roma'ya gitmek isteyen korsanın arzusuna rağmen İtalya'nın Brindisi Hava Meydanına indirilmişti. İlk saatlerdeki teyidsiz haberlere göre eylemciler iki kişiydiler. Papa'nın kasımdaki Türkiye ziyaretini protesto için bu çılgınlığı yapıyorlardı. Saatler sonra gerçek anlaşıldı. Uçağın kaçırıldığı doğruydu ama korsan sayısı ve protesto iddiası asılsızdı. Her şey tam tersi çıktı. Hakan Ekinci, kayıp nesillerden bir mağdurdu. Verilen bilgilere göre Müslüman ismi taşıdığı halde irtidat etmiş/mürted olmuş, İslâm dininden dönmüştü. Hıristiyan olduğu için de vicdani redle Müslüman Türk ordusunda askerlik yapmak istemiyordu. Dolayısıyla protesto/reddedilen Papa değil ordumuzdu. Onun için Papa'dan yardım ve İtalya'dan siyasi iltica talebinde bulunmak maksadıyla uçak kaçırmıştı. Dünya, 4-5 saat Papa'nın Türkiye ziyareti protesto ediliyor, Vatikan'da ziyaret hazırlıkları devam ediyor derken ilk sorgudan hemen sonra mesele aydınlandı. Asıl konuşulması gereken bundan sonrası. Bu noktaya kadar hülasa ettiklerimiz herkes tarafından biliniyor. Bilinmeyen taraf var mı? Bilinmeyen taraf yok, fakat ağır ihmale uğrayan taraf var. Hatırlanacaktır, 10 ay kadar evvel de Şanlıurfa, Trabzon ve Samsun'da birtakım papazlar zuhur etmiş ve biri ölümle biten vak'alar yaşanmıştı. O olaylar şimdikinin tam tersi. Bu sonuncuda Hıristiyan olduğu söylenen bir genç mevzubahis. 1998'den beri kiliseye gidermiş. Din değiştirmiş. Bu yüzden de askerden firar etmiş. Müslüman bir orduda asker olmak istemediği için kaçıyormuş. Eğer akıl hastasıysa zaten mazur. Ancak onu akıl hastası yapan sebepleri irdelemek lazım. Kim hasta etti, nasıl hasta oldu? Sonuçta aldatılarak mağdur edilmiş birini konuşuyoruz. O bu şekilde harcandı. Ya Trabzon'da papaz öldüren genç? O da mağdur. Bu iki genç, yaklaşan tehlike hakkında iki örnektir. Hıristiyanlığa karşı birinde nefret, diğerinde muhabbet uyanmış. Biri papanın temsilcisini öldürerek biri Papaya iltica arzusuyla ziyan oldu. Yıllardır bu misyonerlik faaliyetlerine dikkat çekmekteyiz. Devletin alakalı her kurumuyla tehlikeli problemi mutlaka masaya yatırması lazım. Tertemiz İslam dini, sabah akşam, irtica, mürteci, yobaz şu-bu diye aşağılanırsa arkadan gelen nesillerde soru işaretleri, sarsılmalar, yıkılmalar ve nihayetinde de mânevî çöküntü kaçınılmaz hale gelir. Bir din, son hak din olduğu halde durmadan kötüleniyor, bozulmuş, günü geçmiş bir başka dinse durmadan açılan kilise evi faaliyetleri, radyo, televizyon, kitap vs yayınlarıyla sürekli methü sena edilerek kalblere şırınga edilmeye çalışılıyor. Türk milletini ayakta tutan tek mânevî güç, birliğimizi borçlu olduğumuz kıymet İslamiyet'tir. Eğer bu kilise evleri devam eder, bu kitaplar durmadan dağıtılır, bu radyolar susmazsa daha çok mağdurlarımız olur. Ardından da yıkımlar gelir. Tabiatta boşluğa yer yok. Eğer siz bin yıldır inandığınız İslam dinini karalarsanız yeni nesilleri kendi elinizle tehlikeye atmış olursunuz. Papa, sizin Peygamberinize hakaret ediyor, sizin gencinizse dinini terk edip o Papa'dan yardım istiyor. Sormamak mümkün mü? Yoksa o genç, Papalığın ramazan ayında kullandığı kiralık bir reklam aracı mı? Sonuçta. Bir genç katil, bir genç deli oldu. Sırada daha kaç genç var? Veya kaç bin genç daha kaybolup gitti de kimsenin haberi yok? Bu işe bir delinin macerası olarak bakılamaz. Türkiye dramlarından biriyle karşı karşıyayız. Hakan Ekinci ve benzer yoldaki gençlerin evlerinde bayram yok, yas var, gözyaşı var. Erdem Bayazıt'ın mısraını hatırladık "Sebeb Ey!"

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.