Geçmiş olsun, son 10 yılda görülmemiş miktarda yağmur yağacağı haberi büyük tedirginlik meydana getirmişti. Korkulan kadar olmadı ama haylice maddi kayıp var. Buna rağmen can kaybı olmaması ve maddi kaybın da birkaç bölgeye mahsus kalması bir teselli sebebidir. Aslında o kayıplar da olmazdı. Fakat laf dinleyen olmadı. Zamanında dere yatağına ev yapmak ne kadar hata idiyse, istimlak için kapıları çalındığında köpürmeler ne kadar hata idiyse, "sel geliyor, tahliye edin" isteklerine direnmek de o kadar hataydı. Katmerli hatalara rağmen zarar yine en ucuzundan atlatılmıştır. 40 bin cana mal olan 17 Ağustos depreminin yıldönümüne denk gelen, arabaları bile önüne katıp sürükleyen son sel, bir çok insanı da alıp götürebilirdi. Bir musibet bin nasihatten evladır.. Eğer bu denli bir su baskını yaşanmasaydı o vatandaşlarımızı istimlak için kimse oralardan çıkartamazdı. Şimdi ise bu istikamette karar alınıyor. Son derecede isabetli ve elzemdir. Aslında keşke zamanında uygulanabilseydi. Böyle zamanlar demokrasinin zaafları devreye girmektedir. Damlara, çatılara çıkan, polise jandarmaya taş atan insanlar, bir zaman sonra felakete maruz kalacaklarını tahmin edemiyorlar. Bunu tahmin eden yetki sahipleri "vatandaşa rağmen vatandaş için" prensibiyle hareket edebilmeliler. Selden en büyük zararı Alibeyköy gördü. Bu semt, eskinin mısırlarıyla meşhur bostanlık, tarlalık bir bölgesiydi. Bugünse binalar üst üste. Semt Eyüp ilçesine bağlı. Ahmet Genç gibi gayretli bir belediye başkanına rağmen bunlar olduysa mülk sahiplerinin büyük ihmali var demektir. Zira, başkan o dökülen yıkılan harabeye dönmüş ilçeyi inanılmaz bir güzelliğe kavuşturdu. Bunu yaparken Alibeyköy'ü görmezden gelmiş olması mümkün değil. Herkes kabahatini kendinde arasın. Belediyenin açıklamasına göre bedelleri nakden veya ev olarak verilmek üzere ilk planda 178 mesken istimlak edilecekmiş. Böylece Alibeyköy Deresi 25 metre genişlik ve 3.5 metre derinliğe kavuşturulacakmış. Bunlar olduktan sonra o semt kurtulacaktır. Ancak mesele bir semtin kurtulması değildir. Bütün İstanbul şu veya bu kadar tehlike altında. İstanbul'un kurtulması lazım. Bir çok ilçede bir çok mahalle veya iş yeri dere yataklarına kurulu. O konumlanma şekli hem kendileri ve hem de çevreleri için tehlike teşkil etmektedir. Bu defa insan kaybı olmadı ancak bu netice, gelecek sellerde benzer semtler için teminat değildir. Onun için büyükşehir belediyesi bütün İstanbul'u taramalı, istimlak edilecek yerler için gereği yapılmalıdır. Makul olmak için mutlaka ilahi bir ceza bir tabiat hadisesi, bir felaket yaşamamalıyız.