TBMM Başkanı Sayın Bülent Arınç, Tokyo'da Japon İmparatoru Akihito tarafından kabul edildikten sonra Tokyo Camii'ni de ziyaret etmiş. Caminin kısaca tarihçesi şöyle. 1917 Rus ihtilalinde SSCB'den kaçan Kazan Türkleri tarafından inşa edilmiş. Bir depremde yıkılmış. Daha sonra Muharrem Hilmi Şenal isimli bir mimarımız tarafından yeniden inşa edilmiş. Masrafı da Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı, dolayısıyla Türk devleti karşılamıştı. 9 Haziran 2000'de de ibadete açıldı. Japonların Şintio denen bir dine mensup oldukları söylenir. Japonya gibi uzak bir diyarda, cami, dernek, külliye ve Türklerin olması lobiciliğimiz adına önemli bir kazanç. Bu bakımdan Meclis başkanımızın resmi ziyaretlerini müteakiben oraları gezmesi, Türkleri ziyareti isabetli olmuştur. Muhakkak ki Japonya'da Türk olmayan Müslümanlar da vardır. Onların varlığı da bizim lehimize bir imkân. Devlet protokolünden bir ismi aralarında görmek bu insanları mutlu kılmıştır. Gerek Arınç'ın o kadar uzaklıktaki bir ülkede klasik dönem mimari stilindeki bir eserimizle karşılaşması, gerekse orada yaşayan değişik ırklardan Müslümanların lider saydıkları bir devletin parlamento başkanıyla kucaklaşmaları belli ki çok değişik bir psikolojik hava doğurmuş. Bülent Arınç, camide birkaç kişiyle gezerken, belki de bir sual üzerine şöyle demiş: "Umarım, Japonlar da İslam'ı tanıdıkça, bu camiye gelip ibadet edenleri gördükçe hak dinine intisap edeceklerdir." Sözleri kendi kendine mırıldanmış da olabilir. Bu cümle dün manşetlerdeydi. Diplomatik gaf vs. olduğu iddia ediliyordu. Çok mübalağa edilmiş bir haber. Sayın Arınç, Japon devletiyle alakalı konuşmuyor. Dile getirdiği Japon halkı için bir temenniden ibaret. Bunun da sebebi var. Japonlar, İslam dinine girmek için Abdülhamid zamanında bir-iki kere İstanbul'la temasa geçmişlerdi. Bir kere onlar heyet gönderdiler. Bir kere de biz. Bizim heyet Ertuğrul gemisiyle gidiyordu. Maalesef Japon denizinde battı. Hadiseye "Ertuğrul Faciası" denir. Bülent Arınç bundan haberdar. Onun için isim vermeden bu arayışa atıfta bulunuyor. Yoksa Japonların dinine bir şey dediği yok. İşte pirenin deve yapılmasındaki hikâyenin özü. Üstelik Japonlar, Müslüman olsaydı fena mı olurdu? İnşallah olurlar. Umarız ki sevimli, Japon milleti bir gün Müslüman olur. Onları sadece dost değil, kardeş de sayarız.