Bir zamanlar Rusya, bir numaralı düşmanımızdı 10 yıldan fazla bir zamandır, en makbul komşumuz. Bulgaristan da düşmanımızdı. Sovyetler Birliği'nin peykiydi ve onun dümen suyundaydı, patronu adına Türkiye'ye az çektirmiyordu. Artık Bulgaristan'la da çok iyiyiz. Yunanistan'a gelince O, en kıdemli düşmanımızdı. İzmir ve Ege işgalinden beri hasımdık. Son birkaç senedir tarihi vak'alar kendi zamanlarına ve ehline bırakılarak, günün gerçeklerine dönüldü. İran, belki düşman değildi ama dost da değildi. İran'la zaman zaman rejim gerginliği yaşıyorduk. O meşhur 28 Şubat Post Modern darbe sürecinde İran'ın ucuz doğal gazını alacağımıza Rusya'nın pahalı Mavi gazını tercih etmiştik. Aramız şekerrenkti. Şimdi yaşadığı felakette en büyük destekçisi biziz. Irak'la dosttuk. Hem birinci, hem ikinci Körfez harekâtından önce bu ülkeye çok ciddi miktarlarda mal satıyor, müteahhitlik hizmetleri veriyorduk. Bugün bir geçiş dönemindeyiz. Suriye'ye gelince. SSCB'den sonra bizi en fazla bu devlet üzüyordu. Hafız Esad idaresindeki Suriye rejimi hem Hatay'ı kendi haritasında gösteriyor, hem Fırat'ın suları mevzuunda sürekli problem çıkartıyor, hem de Abdullah Öcalan'ı barındırıyordu. Meğer Öcalan'ı baskıyla Suriye'den çıkarttırmak bizden ziyade onların işine yaramış. Bu arada bir de lider değişikliği olunca şimdi Suriye ile de dostuz. Beşar Esad Ankara ile yakınlaşma akıllılığı gösteriyor. Su, harita problemi ve bölgede Kürt devleti istemediğine dair teminatlar veriyor. Suriye, gelecek günlerde yeni bir Pazar olacaktır. Geriye kim kaldı? Gürcistan. Eskiden o da Sovyetlerin hakimiyetinde olduğu için böyle bir devletin varlığından haberimiz yoktu. Bir de Ermenistan var. Ermenistan da Sovyet hakimiyetindeydi. Ermeni terör örgütleriyle düşmandık ama Kafdağının ardındaki Ermenistan'ı bilmezdik. O, bugün ihtilaflı olduğumuz iki devletcikten biri. Bazı Ermeni liderlerin Doğu Anadolu'dan toprak istemeleri ve Dağlık Karabağ işgalinden dolayı Ermenistan'la başımız hoş değil. Bir de güney Kıbrıs'la problemliyiz. Eğer şu hamlede KKTC'nin önündeki meseleler halledilir ve Kıbrıs topyekun çözülürse o ihtilaf da ortadan kalkacak... Bir zamanlar, etrafımızdaki bütün devletlerle ihtilafımız vardı. Şimdi onların yerini dostluklar aldı, alıyor. Doğrusu da bu değil mi? İran ve Rusya hariç bu adı geçenlerin hepsi yakın tarihe kadar vilayetimizdi. Türk dış politikası, son 20 yılda takip ettiği yeni stratejiyle düşmanlıkları dostluğa çevirmiştir. Dün komşularımızın tamamıyla kavgalıyken bugün tamamıyla dostuz. Şunlar hariç. Ermenistan, Irak'ın Kürt otonom bölgesi ve Güney Kıbrıs. Türkiye, bunlara "düşmanım" derse yakışır mı? Düşmanlıklar değil dostluklar istiyoruz. Vizeler kalkmalı, sınırlarda mayın ayıbı temizlenmeli. Türkiye bölgenin merkezi olduğuna tereddütsüz inanmalı.