Aynı hadisenin tersini düşünelim: Belçika'da bir kişi, önemli bir holdingin otomotiv grup başkanıyla genel müdür ve sekreterini öldürdükten sonra Türkiye'ye kaçsa, burada da türlü suçlar işleseydi... Türkiye hükümeti, katil zanlısını Belçika'ya vermeseydi... Vermediği gibi orada işlediği suçtan dolayı burada yargılanmasaydı. O zaman acaba halimiz ne olurdu? Avrupa'da ve dünyada kendimize yer bulamazdık. Sene 1996, sene 2006. 10 yıl olmuş hâlâ oyun oynanıyor. Ortada adaletçilik, mahkemecilik, yargılamacılık, katil-polis oyunu oynanmakta. Piyesin sahnelendiği yer Belçika. Bu dâvâ Belçika'yı karikatürleştirmiştir. Danimarkalı karikatürcüler asıl bu olayı yerseler ya!.. Önceki gün Belçika mahkemesi lütfen bir karar verdi. Bu karara göre katil zanlısı, orada işlediği suçlar sebebiyle 4 yıla mahkum oldu. Fakat sözde gözetim altındaki kız bulunamadı. Brüksel AB'nin "payitahtı", bugünkü Avrupa medeniyetinin beşiği. Buna rağmen bu merkez neden, niçin ve nasıl Fehriye Erdal'ı böylesine korur? Türkiye'yi kırma pahasına neden onu himaye eder? Koca bir devlet bir terör örgütünden mi korkuyor, yoksa Türkiye'ye duyulan bir husumet mi var? Veya... Sabancı ailesinin sabrı taşırtılarak ihkakı hakka, açıkçası, zanlıyı vurdurmaya zorladıktan sonra ticari itibarını yerle bir etmek isteyen dünya devleri, rakipleri mi devrede? Yahut Belçika diye övdükleri devlet işte bu kadar. Bütün şansı Avrupa coğrafyasının içinde yer almasından ibaret. Galiba da bu sonuncu şık en doğru tahmin. Esasında bir orta Afrika devleti çapındayken sırf coğrafi konumundan dolayı kıymet kazanmış. Yoksa şu yapılanı hiçbir hukuk kabul edemez. Ancak Belçika hukuku kabul ediyor. 10 sene boyunca oyala, sallan dur, sonunda göstermelik denecek bir ceza ver, bu defa da arka kapıdan kaçırt. Üstelik bu dâvâ bir de temyize gidecek. Güya, temyiz kararı bozmazsa Özdemir Sabancı ve diğer maktullerin katlinden dolayı da orada yargılama yolu açılacakmış. Belçika'nın yargı yolu bizim Bolu Tünelinde beter. Şimdi kafalarda aynı soru. Fehriye Erdal, kaçtı mı, kaçırıldı mı? Vicdanlar "kaçırıldı" diyor. Aksini isbat Belçika hükümetine kalmakta. Bir işsize iş vereceksiniz. Onu çaycınız yapacak kadar yakınınıza alacaksınız o size silahı doğrultup ateşledikten sonra adaletle alay edecek. Gerçekten kabulü zor. Bu manzaraya rağmen Belçika hukuk devleti olduğunu söylese bile kim inanır?..