Tam da Yeni Şafak ve Star'da binlerce kişinin dinlenme ahlâksızlığına dair haberlerin çıkıp, bu haberlerin her yerde konuşulduğu günün gecesinde bu defa karşı bir taarruz olarak Başbakan Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen düzmece bir konuşma internete yüklendi...
Günümüzde "küresel güç" denen Batı Zihniyeti, daha açık söylemek gerekirse İslâm'a da İslâm'ın bin yıldır müdafiî olan bu millete de düşman Haçlı Ruhu, tarihteki kanlı saldırılarından sonra yirminci asrın ikinci yarısından itibaren Haçlı-Siyonist-Kapitalist iş birliğiyle bu memleketin evlâtlarını solcu-sağcı, gerici- ilerici, Türk-Kürt, laik-anti laik diye bazen birbirine düşürdü, bazen birbirine kırdırdı ve netice itibariyle zamanlarımıza gençlerimize ve kalkınmamıza kıyarak dünyada hak ettiğimiz itibarlı yeri almamıza fırsat tanımadı:
Aynı güç, bu defa şeytanî bir oyun tezgâhladı. Demokratikleşme süreciyle birlikte iç barış kurularak bu ülkenin anaları ağlamaz olup da silah sanayileri ziyan görünce aynı Allah'a, aynı Peygambere inanan, aynı kıbleye dönen mü'minleri birbirine düşürdüler, Müslümanı, Müslümana düşman ettiler.
Başbakan Sn. Recep Tayyip Erdoğan, halis bir Müslüman, dürüst bir insan, iyi bir aile reisi ve çalışkan bir devlet adamıdır. Aile efradı da temiz kimselerdir. Bu insanın harama el uzatacağını söylemek zâlim bir iftiradır. Türkiye, Tayyip Erdoğan'ın şahsında 12 Eylül 1683'ten 3 Kasım 2012'ye kadar geçen zamandaki en büyük fırsatı yakalamıştır, tarihten alacağımızı tahsil etmekte, yalnızca bu ülkenin şeref ve istikbalini değil İslâm dünyasının mazlum, mağdur ve kimsesizlerini Haçlı-Siyon-Kapitalist vahşete teslim etmemekteyiz. Bu iktidarla yeryüzü Müslümanları kimsesizlikten kurtulmuştur.
Tayyip Erdoğan uyku ve istirahati âdete kendine yasaklamıştır. Gece-gündüz demeden Allah rızası için oradan oraya dini, milleti, vatanı ve ümmeti için koşmakta ve koşturmaktadır. Biz, elinde kalem dilinde kelâm olan biri sıfatıyla bugün O'nun zor zamanında lehine şahadette bulunmayacaksak ne zaman şahadette bulunacağız? 37-38 yıldır şurada düşündüklerimizi paylaşmakta, ekran ve mikrofonlarda dile getirmekteyiz. Bu zaman zarfında ortaya koyduğumuz görüşlerle alâkalı olarak bizi takip eden herkes seciyemizi tanımıştır. Bizim için imza namustur. Bir kere bile inanmadığımızı yazmadık, bir kere bile inandığımıza sırtımızı dönmedik.
Bu ahlâkla diyoruz ki...
Sultan Abdülaziz'e, Sultan Abdülhamid'e, Adnan Menderes'e, Turgut Özal'a düşman olanlar bu defa da Recep Tayyip Erdoğan'a düşmanlar. Onlar, bu isimlere bu millete yaptıkları hizmetlerden dolayı düşmanlar. İlkinin bileklerini keserek şehid ettiler, ikincisini hapiste ölmeye mahkûm ettiler, üçüncüyü idam ettiler, dördüncüyü zehirleyerek öldürdüler. Şimdi ellerinde dinleme cihazları, kalemler, kameralar, dillerinde iftiralar ve taşıdıkları kinle Recep Tayyip Erdoğan'ın üstüne yürüyorlar.
Ey milletim!...
Öncekilere sahip çıkamadın. Bu defa uyan ve Başbakanına sahip çık... Bu defa 30 Mart'ta yalnızca seçime gitmeyeceksin. 30 Mart'ta "ya devlet başa ya kuzgun leşe!" diyeceksin...