Kanal İstanbul

A -
A +
Yavuz Sultan Selim Köprüsü, 3. Havaalanı, HES ve Kanal İstanbul gerçek bağımsızlığımızın yıldızları olacaktır...

18 Mart'ta Çanakkale şehit ve gâzilerimizi rahmetle yâd ettik. Millet de Devlet de Sn. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın şahsında Çanakkale'de aziz şehitlerimizin huzurundaydı. Onlara Fatihalar, Yasinler yollandı, indirilmiş Hatmi şeriflerin duaları yapıldı. Akşamında Selatin Camilerinde Süleyman Çelebi'nin Mevlid-i Nebisi okundu. Bazıları, Galatasaray-Chelsea maçıyla kendinden geçse de bazı vatandaşlarımız, o mânevî lezzeti yaşadılar. Bu vefa, Çanakkale ve İstanbul'a münhasır kalmadı. Ürdün'den Romanya'nın Galiçya'sındaki Türk şehitliklerine kadar şehit ve gazilerimiz rahmet ve minnetle anıldılar.
18 Mart sabahı şunun merakındaydık. "Acaba, diyorduk kendi kendimize, gelecek yıl 2015'te Çanakkale Muharebelerinin 100. Yılında farklı, görkemli bir anma töreni yapılacak mıdır?" Evet, şükür ki yapılacakmış. Sn. Erdoğan, Çanakkale'de  bunun müjdesini verdi. Aynı saatlerde TV NET'te ifade ettiğimiz gibi 2015 bizim için iki bakımdan dikkate değer. Biri, 18 Mart 2015'te Çanakkale Zaferi'nin bir asrı dolduracak olması; diğeri de sözde Ermeni soykırım iddialarının da 24 Nisan 2015'te yine 100 yılı bulmasıdır. Kuvvetle muhtemeldir ki ikincisinde dünyanın şer cephesi, Ermenileri alet ederek Türkiye'nin üstüne gelecektir. Şayet şimdiden layıkıyla hazırlanır dünya önüne ikna edici söz ve tezlerle çıkarsak saldırıyı def etmiş olabiliriz.
Bu senedeki "18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehîdleri Anma Günü"nün bir başka güzel tarafı daha vardı. Tuğamiral Ali Dede komutasındaki "Barbaros Türk Deniz Görev Grubu" 4 gemi ve 781 Kişilik personelle 148 yıl sonra ilk defa Süveyş Kanalı'nı geçerek Ümit Burnu'nda yer alacaktı. 29 Afrika ülkesine dostluk ve barış duyguları taşıyacak olan gemilerimiz, Çanakkale Boğazı'nda halkı selamladıktan sonra menziline doğru süzülmeye başladı.
Sultan Abdülaziz'e İngilizler başta olmak üzere emperyalist devletlerin diş gıcırdatmalarının esas sebebi geri kalmış donanmamızı elden geçirterek dünyanın üçüncü kuvveti haline getirmesidir. Sultan, bu hizmeti hayatıyla ödedi. İngiliz Financial Times gazetesinin 19 Mart 2014'te Paralel Yapıya destek verip, Tayyip Erdoğan ve iktidarını küçük düşürücü mahiyette bir tahlil yazısı yayınlaması tesadüf değildir.   
6 Mart 2014 günü yazdığımız makalede "Denizlere Hakim Olmayan Karada Rahat Oturamaz" demiştik. Sultan Abdülaziz ve Sultan Abdülhamid'in ileriyi görerek Çanakkale ve Gelibolu'ya fevkalade muhkem tabyalar yaptırmaları, iyi donanımlı paşalar yetiştirmeleri ve Mehmetçiğin yüksek imân ve azmiyle Çanakkale'de düşmana geçit verilmedi.
Ancak; Boğazlar ihtilafı, bugün de  tamamen hallolmamış 20 Temmuz 1936 Tarihli Montreux/Montrö Sözleşmesiyle sadece askıya alınmıştır. İstanbul ve Çanakkale Boğazları'mıza mutlak olarak sahip değiliz. Mezkûr muahede buna manidir. Böyle bir engeli ancak Kanal İstanbul'la aşmamız mümkün olacaktır. İktidarın 30 Mart'tan sonraki en acil işi Kanal İstanbul için harekete geçmesidir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.