Temyiz Mahkemesi, DEHAP'ın temyiz kararını reddetti. Bir başka ifadeyle, Yargıtay, ağır ceza mahkemesinin DEHAP'lı sorumlu üyelerin resmi evrakta sahtekârlık yaptıklarına dair vermiş olduğu kararı isabetli bularak tasdik eyledi. Bu partinin başkanıyla yöneticileri cezaevine girecekler. İlk belirtiler bir buçuk ay kadar önce kendini gösterdi. Garip iddialar ileri sürülüyordu. DEHAP mahkum edilecek. YSK seçimleri kısmen iptal edecek. AK Parti'den 44, CHP'den de 22 Milletvekilinin üyelikleri düşürülerek DYP'ye verilecek, DYP, TBMM'ye taşınacak. İddialara doğru olabilir miydi? Türlü fikirler serdedildi. Herkesin ittifak ettiği, seçimlerin iptal edilemeyeceği idi. Herkesin ittifak edemediği ise kısmen iptaldi. YSK kısmen iptal yapamazdı, konu parlamentoya aitti. Zaten bugün de konu bu noktada düğümlenmekte, hukuki boşluk var. DEHAP yöneticilerinin evrakta sahtekârlık yaptığı mahkeme kararıyla sübut bulduğuna nazaran fiili fark edemeden seçim yapan YSK da kusurludur. Kusurlu bir hey'et, taraf olduğu bir mesele hakkında nasıl karar verebilir? Hadise bizatihi hakim teminatı kurumunu zedelemekte. Nitekim DYP genel başkan yardımcısı, seçimlerden evvel YSK'ya şikâyetçi olduklarını fakat delil yetersizliği gerekçesiyle müracaatın reddedildiğini söylüyor. Ortaya izi 50 senede silinmeyecek yüz karası bir sonuç çıkmasından korkarız. DEHAP'ı yönetenler bu davranışlarıyla sözcüleri oldukları kitleye, partilerine ve Türkiye'ye zarar vermişlerdir. Ayıplamamak mümkün değil. DYP'ye gelince; şüphesiz ki imtihanda. DYP şu ân en etkili muhalefeti yapan parti. Mecliste 3 Milletvekiliyle temsil edildiği halde adeta ana muhalefet partisi. Oylarında istikrarlı bir artış olacağı muhakkak. 3 Kasım seçimlerine böyle bir olay bulaşmasaydı Meclise girmiş olacağı da bugün açıkça belli, dolayısıyla seçim mağduru. Ancak olan olmuştur. Türkiye'nin menfaatleri her menfaatin üstündedir. DYP dikkat etmeli ve iki partiden kanırtılarak alınan şaibeli imkânlarla grup kurmaya tenezzül etmemelidir. Zaten AK Parti de buna fırsat vermez. Nitekim bu parti, gerekirse mahalli seçimlerle genel seçimleri birleştirerek halka gidebileceklerini ilân etti. Yargıtay kararından sonra CHP sözcüsünün yaptığı tahlil, meseleyi toparlayıcı mahiyette. Buna göre 3 ihtimal var. 1-YSK kararları kesindir. Başka hiçbir işlem yapılamaz. 2-Üç Kasım seçimleri yok hükmündedir. 3-Kısmen iptal. Toplumun beklediği 1. maddenin tecelli etmesi. 1. Madde aşılırsa 3. madde devreye girer. YSK, tartışmalı bir pozisyonda bile kısmen iptal yoluna giderse AK Parti grubuyla seçim kararı alır. Trilyonlarca lira lüzumsuz bir seçim uğruna israf olur. Hükümet rölantide çalışır. Yatırımlar durur. Döviz artar. Irak'ta a'dan z'ye her şey aleyhimize gelişir. AK Parti daha iyi konuma yükselir. DYP Meclise girer. CHP kan kaybeder. Bu tablo ortaya çıkıp taşlar yerine oturana kadar, kaos yaşanır. Türkiye'yi kaosa sürüklemek yanlış olur.