Kara cübbeliler, kara postallılar ve kara vicdanlıları yargılama vakti
14 Mayıs 2014 01:00
Zayıf hafızalı olma; şahsına karşı işlenen suçu affet ama varlık hikmetine karşı işlenen cinayetlerin takipçisi ol.
Darbe kumandanı Cemal Gürsel, mahkeme reisi Salim Başol, müddei umumi Altay Ömer Egesel, ada kumandanı Tarık Güryay, idam edilenler, Fatin Rüşdü Zorlu, Hasan Polatkan, Adnan Menderes'le Yassıada, 27 Mayıs'ın sembol isimleridir...
Darbeci isimlerin arkasında, haylice geriye giderek tesbit edilecek daha başka isimler de var. Paralel ihanet savcılarının, Erdoğan iktidarını devirdiklerini farz ederek hazırladıkları iddianameler, bugün devletin elinde. O iddianamelerdeki satırlar, başbakan Tayyip Erdoğan için "devrik başbakan" diye başlıyor. Şayet 17 Aralık yargı ve 25 Aralık polis darbeleri muvaffak olsaydı bu darbelerin başlangıcı bu tarihler değil, bu iddianamelerin hazırlık dönemleri olmuş olacaktı.
27 Mayıs da TSK'da yıllar evvelinden başladı. O tarih, DP'nin 14 Mayıs 1950'de işbaşına geldiği günlerdir. Nifak zamanla büyüye büyüye 27 Mayıs olmuş ve kan dökmüştür.
Son 200 yıllık tarihimizin dört darbe unsuru vardır:
Ümera.
Yeniçeri.
Medrese.
Matbuat.
Son dönemde politikacı, asker, üniversite, basın adını alan bu unsurlar ilk dönemde nadiren dörtlü iş birliği yapabilmiş, Cumhuriyette ise daima ittifak hâlinde olmuş; zaman zaman sermaye de onlara katılmıştır. Mesleği harb etmek olan asker, çabuk kandırıldı. Bazen "şeriat elden gidiyor" diye, sonra "laiklik elden gidiyor" diye, daha sonra "vatan satılıyor" diye her defasında bir şeyin elden gittiğine safca inandı. Saflığından, toyluğundan istifade edilen diğer varlık medrese/üniversite talebesidir. Askerin de talebenin zihnini iğfal eden matbuat/basın/medyadır. 27 Mayıs dramının perde arkası rejisörü İsmet İnönü'nün damadı Metin Toker'in çıkarttığı Akis dergisinin darbe fikrinin ikmaliyle uygulanmasında büyük etkisi vardır. Metin Toker hiç bir zaman nedamet getirerek hata ettiğini itiraf etmediği gibi zihniyetini aynı keskinlikle sürdürmüştür. Bunun en unutulmaz isbatı, Turgut Özal için "sen istediğin kadar karının-kızının donunu göster biz, senin niyetini biliyoruz!" diye yazmasıdır.
Darbeler olmasa büyük harplere girmeyecektik, Osmanlı devam edecekti. Darbeler olmasa 10. büyük devlet sıralamasına en geç çeyrek asır evvel yükselmiş olacaktık. Darbeler olmasa III. Selim'le Abdülaziz katledilmeyecek, II. Abdülhamid hapiste ölmeyecek, Adnan Menderes ve arkadaşları asılmayacak, sol-sağ, Kürt-Türk kavgaları çıkmayacak, binlerce genç heba olmayacaktı.
Vaiz Ali Suavi, serasker Hüseyin Avni Paşa, sadrazam Mithat Paşa, sadrazam Talat Paşa, Cemal Paşa, İstiklal Mahkemelerinin 3 Ali'leri, İsmet İnönü, Metin Toker, Cemal Gürsel, Sıddık Sami Onar, Hüseyin Nail Kubalı, Turhan Feyzioğlu, Doğan Avcıoğlu, İlhan Selçuk, Kenan Evren ve cuntası ile 28 Şubat Cuntası, E-muhtıra cuntası, 17 Aralık, 25 Mayıs Cuntaları ve daha kim varsa hepsi hesap vermelidir.
Darbelerin sembol günü 27 Mayıs 2014 Günü Yassıada'da sembolik bir mahkeme kurularak bu darbeciler millet, dünya ve tarih önünde yargılanıp haklarında hüküm verilmeli, ayıpları gıyaplarında yüzlerine çarpılmalıdır.