Salı ve çarşamba Karadeniz'deydik. Osmanlının Bahr-ı siyah dediği bu iklim, İstiklal Harbinde cansiperâne bir mücadele vererek azgın bir saldırıyı def etti. Bugün de dünyayı yakalama mücadelesi veriyor. Karadeniz Sahil Yolu sanki kadifeden bir şerit. THY engin tecrübesiyle uzakları yakın etmiş. Sabah 08.30'da alandan çıkarken bir de baktık iki güzel genç oradalar. Vali Beyin kültür danışmanı Hasan Dilekoğlu ve koruması Özgür Tekin. Halbuki kimseye bir şey dememiştik. Önce Zorlu Grand Hotel'de kahvaltı yaptık. Ahmet Nazif Zorlu, Manisalı olduğu halde tahsilinin bir kısmını Trabzon'da görmüş. Buraya 5 yıldızlı bir tesis kurmasının sebebi vefa borcundan dolayı. Sonra valilik makamına gittik, aziz dost Nuri Okutan'la kucaklaştık. Taziyelerimizi dile getirdik. Elim çığ faciasında ölen 10 kişiden 9'u Trabzonlu. Vali onlarla yakında meşgul. Bir çay içtik Yomra yoluna koyulduk. Oymatepe Beldesine gideceğiz Sürekli tırmanarak bir saat sonra menzilimize vardık. İsmi geçen belde, 26 yaşında bir genç kız iken çığla hayatını kaybeden Yasemin Aktaş'ın yurdu. Öğle namazını müteakip cenaze namazını eda edeceğiz. Karadeniz'in hususiyeti, her tepede bir beyaz minare yükseliyor. Şair onu demiş: Şahadet parmağıdır göğe doğru minare, Her nakışta o mânâ, öleceğiz ne çare! Yasemin de ölmüş, apansız Vali Bey, "herhangi biri değildi" diyor. Cemaatin bereketinden de belli. Diğer kayıplar için de takdirkâr ifadeler kullanıyor. "Temiz ve gayretli insanlardı" haberini veriyor. En güzel haberi ise müftü Mehmet Bulut Hoca verdi. Hükmen şehitliği anlattı. Namazdan sonra tabut omuzlarımızdaydı. Bir tarafta biz, bir tarafta Nuri Okutan, merhumenin babası ve cemaat... Onu dualarla Rabbinin merhametine tevdi edip acıları paylaştıktan sonra yola koyuluyoruz. Hayret, uzağımızda değil. İnsanı hiç de hesabı olmadan nereden kaldırıp nereye, ne için yolluyorlar? Dudaklarımızda Yunus'tan mısralar: Şu dünyada iki şeye yanar içim göynür özüm, Yiğit iken ölenlere gök ekini biçmiş gibi. Oymatepe Belediye Başkanı Metin Şahin, izin vermedi. Karadeniz'de misafir iki lokma yemeden gönderilmez. Yemekten sonra vadiler arasında kurulu Totalsu fabrikasına gittik. Genç iş adamı Kutluhan Aksoy bize geniş malumatlar verdi. Gördüklerimizle iftihar etmemek mümkün değil. Trabzon'a döndüğümüzde güneş ufuktan çekilmeye niyetleniyordu...