KARADENİZ'İN İKİ YAKASI

A -
A +
Sadece Akdeniz değil, Karadeniz de  bir kaç asır boyunca Türk gölüydü. Devlet seyrimizde gerileme başladıktan sonra Karadeniz'in Anadolu'ya göre kuzey yakası Rusların eline geçti. O günden sonra iki yaka, asırlarca hasım kaldı. Husumet, 1293/1876 Türk-Rus Harbiyle  zirveye çıktı. SSCB dönemindeyse daha da katılaştı. Ruslar, bizim için işgal ve tehdit unsuruydu. Herhangi bir dostluk kurulması hiç bir şekilde düşünülemezdi...
Buzlar, ilk defa Turgut Özal döneminde erimeye başladı. Bu, imkânsızın mümküne dönmesiydi.  Şaşırtıcı yakınlaşma süreci, Sovyetler Birliği'nin 1989'da tükenişiyle birlikte hız kazandı. İstanbul ticaret piyasasını Rus, Ukraynalı ve diğer Slav ırk mensupları doldurdu. Ticaretle birlikte sosyal hayat da renklendi. Çok sayıda evlilik oldu. Bugün Rusların yazlık şehirleri sadece Kırım sahilleri değil. Antalya da bu komşumuz için bir tatil merkezi.
Gelinen noktada vaziyet şudur:
Bugün asıl Türkiye Cumhuriyetiyle Rusya Federasyonu stratejik ortaktır. O kadar ki isteseler de birbirlerinden kopamazlar. Dünün mecburi düşmanları, bugünün mecburi dostları oldu. Eski günler, şüphesiz ki iki taraf için de aklın bir köşesindedir. Buna rağmen birbirlerini kollayarak ihtiyatlı bir biçimde görüşmeler yapmakta, müzakerelere oturmakta, andlaşmalara imza atmaktalar.
İki devletin birbirini ilgilendiren, birbiriyle çatışan, buluşan ve kesişen veya kazandıran yahut kaybettiren ilişkileri var. Mesela Kırım gibi son derecede hassas sıkıntılar mevcut. Bugün Suriye hatta Ukrayna problemleri daha az sıkıntı değil.  Tükettiğimiz doğal gazın yüzde 30'unu Rusya'dan satın almaktayız. Şirketlerimiz Rusya'ya sebze meyveden diğer bir çok kaleme kadar ihracat yapmakta, müteahhitlerimiz geniş Rus coğrafyasını inşa etmekte. Türk Cumhuriyetlerine varıncaya dek onlarca konu gündemde.
Rusya Federasyonu devlet başkanı Vladimir Putin, işte böyle bir havada iki yıl aradan sonra bir kere daha Türkiye'de. "Yeni Osmanlı" devlet reisi Recep Tayyip Erdoğan, "Yeni Çarlık" devlet reisi Vladimir Putin'i Beştepe'de ağırlıyor. Sn. Putin'in uçağı alanımıza indiğinde bu iki devlet arası münasebetleri olanca derinliğiyle hissederek yaşamış bir kalem olarak şu yukarıda yazdıklarımızı düşündük. Fakat yalnızca onları düşünmedik. Onlarla birlikte Rus devlet başkanıyla bizim devlet başkanının uçaklarını kıyas ettik. Putin Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı  Sarayı'nda kalacağı için bu saraya yapılan itirazları, oradan Kremlin Sarayını ve "Temsilde Tasarruf  Olmaz!" dememizi düşündük.
"Ruslar Boğazları, Kars ve Ardahan'ı istiyor!" karanlık manşet günlerinden "kazan kazan" günlerine gelmiş bulunuyoruz. Varılan nokta kim ne derse desin "Komşularla Sıfır İhtilaf" siyasetinin eseridir. Elbette her sahada her şey alabildiğine güllük gülistanlık olmaz. Daha çok doğalgazı, daha ucuz fiyata alabilirsek bu bir başarı olur. Kırım mazlumluktan ve mağdurluktan kurtarılırsa bu diğer başarı olur. Rusya, Ukrayna münasebetleri 1956 Macar, 1968 Çekoslovakya işgal ruhundan uzaklaştırılırsa itibarımız artar. Moskova, Esad ve Baas rejiminin arkasından çekilirse zafer olur. Rusya'ya daha çok mal satabilirsek hele hele iki devlet, alışverişlerinde kendi milli akçelerini kullanabilirlerse tarih yazılır.
CB Sn. Erdoğan'la BB Sn. Davutoğlu'nun şümullü dış seyahatlerinden sonra bir hafta içinde ABD başkan yardımcısı Joe Biden'ın, Papa Francesco ve Rus devlet başkanı Vladimir Putin'in gelmeleri G 20 dönem başkanlığını almış, G10'u hedefine oturtmuş bir devletin cihanı kucaklayan faaliyetleridir... Yakında Irak'la da ortak hükümet toplantısı yapılacak.
-Yeni Türkiye nedir?
-Yeni Türkiye işte budur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.