Kardeşlik sınır tanımaz

A -
A +

Bayrampaşa Belediyesi, bu ramazanda çok hayırlı bir işe imza attı. Atılan bu imzanın bir çığır açmasını dileriz. Başkan Hüseyin Bürge, ekibi ve hizmeti geçen herkes takdire ve tebrike layıklar. Bayrampaşa Belediyesi, "kardeşlik sınır tanımaz" sloganıyla yola çıkarak "Bereket Konvoyu" eliyle 8 ülke ve 25 şehirde iftar yemekleri verdi. Böylece Macaristan ve Romanya hariç hemen bütün Osmanlı Avrupası gezilerek buradaki kardeşlerimizle buluşuldu, aynı sofra paylaşıldı, yüce Allah'a birlikte el açılarak dualar edildi. Biz bu hizmetin son iki gününe katılabildik. Bir tarihlerde sadece Sovyetler Birliğini, Demirperdeyi ve Balkanları bilirdik. Şimdi kader, Türk milletinin önüne büyük bir fırsat çıkarttı. Aynı gün içinde sahuru Bakü'de yaptık, iftarı Zenica'da açtık, sahuru Sarayova'da yaptk, iftarı İstanbul'da açtık. Bunlar, 1990 öncesini yaşamış olanlar için ancak rüyadır. Bir rüya hakikat olmakta. Bu itibarla İslâm, Osmanlı ve Türk coğrafyasındaki bu neşvünemayı derinden hissetmemiz, hiç bir şeyi kaçırmamamız şart. Tabiatta boşluğa yer yoktur. Biz o boşluğu kaçırırsak onları itikatta Vehhabilik, ekonomide Almanya doldurmakta. Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya ve İslâm âleminde ehli sünnet bayrağının düşmemesi lazım. Bizi bir arada tutan bu ruhtur. Bu ruhu kaybeden İslam milletleri ya asimile olmakta veya esir. Bosna Hersek gezimizin ilk gününde Zenica'da iftar yaptık. Bir spor salonundaydık. İkinci gün Mostar'a gittik. Akşam Sarayova'da iftar açtık. Yine bir spor salonundaydık. Ne yazık ki kardeşlerimizle İngilizce anlaşabilmekteyiz. Osmanlı çocuklarının bu halden sür'atle kurtulması lazım. İlk şartı söyledik, ehli sünnet/sünni itikad ayakta tutacak tek güçtür, bu bir. İkinci şart saydığımız İslam, Osmanlı ve Türk coğrafyasında İstanbul Türkçesi'nin ikinci lisan olması. Üçüncü şartsa para. Türk parası, ne Azerbaycan'da geçiyor, ne Saraybosna'da. Korkarız ki küçük çekişmeler büyük meseleleri görmemize mani olmakta. Toparlarsak: İslam, Osmanlı ve Türk dünyasında var olmamız üç şarta bağlıdır. Doğru inanç, ehli sünnet itikadı. Temiz dil, analarımızın konuştuğu İstanbul Türkçesi. Bu dünyada itibar edilen sağlam TL. Bosna Hersek girift siyasi yapıda bir federal devlet. Cumhurbaşkanı yok, onun yerine kendini genel vali gibi gören bir İngiliz var. BM temsilcisi bu İngiliz'in Müslümanlara çıkartmadığı zorluk yok. Mesela, Mostar Köprüsü yapılırken "Ezan Taşı"nı yerine koydurtmamış. Ezan Taşı, o köprünün inşasından beri, müezzin efendilerin üstünde günde beş vakit ezan-ı Muhammediyi okudukları bir tarihi hatıra. Ülke, 3.5 milyon nüfusa sahip. Bunun yarıdan biraz fazlası Müslüman Boşnaklar. Aslında çok daha fazlaymış, fakat savaşta yurt dışına çıkan Boşnakların çoğu dönmemiş. Kalan nüfusu Hırvatlar ve Sırplar teşkil etmekte. Başşehir Sarayova'da Boşnak nüfus yüzde seksen. Türkler var mı? Yok gibi. Zaten bütün Balkanlar'da ve tabii ki Anadolu'da "Türk" denince Müslüman kasdedilmekte. Boşnakların yüzde seksen kadarı Karaman ve Konya asıllı. İskân siyaseti icabı buraya yerleştirilmiş Türklerin torunları. Bu Türkler zamanla Boşnaklaşmışlar. Bosna Hersek, çok güzel bir memleket. Fatih Sultan Mehmet aynı yıl içinde önce Trabzon'u sonra burayı fethetmiş. Bu bölge sanki Fatih, sanki Üsküdar, sanki Eyüp Sultan. Minare ve kubbeler burada da gönülleri ferahlandırmakta. O güzelliği tabiat güzelliği ikmal ediyor. Tabiat Bosna'da tek kelimeyle şâhane. Bosna'nın en güzel köşelerinden biri Mostar şehri. Sarayova'nın remzi/sembolü Gazi Husrev Bey Külliyesi. Mostar'ın sembolü ise Mostar Köprüsü. Mimar Sinan'ın talebesi Mimar Hayreddin'in eseri. Harp patlak verdiğinde çarpışmalar Boşnaklarla Hırvatlar arasında cereyan etmektedir. Hırvatlar, önce Boşnaklara destek olurken daha sonra onlar da Boşnaklara saldırırlar. Bu arada Hırvat çetelerine yazılmış paralı asker bazı Boşnak gençleri Hırvat saflarından Boşnak saflarına karşı savaşmaktadır. Haliyle bunlardan bir kısmı ölür. Aileleri onları Mostar'a getirirler. Fakat Mostar Müftüsü tıpkı Sütçü İmam gibi tavrını koyar. "Bunlar Müslümanlara karşı savaşmıştır. Cenazelerini kılmayız, kimseye de kıldırtmayız!" Hakikaten onların cenaze namazları eda edilmez. Bunun üzerine Hırvatlardaki diğer Boşnak gençler firar ederek Boşnak ordusuna iltihak eder ve savaşın gidişatı değişir. Mostar Köprüsü Mostar'ın remzi dedik. Lakin savaş sırasında köprü Hırvatların topçu ateşiyle yıkılır. Boşnak askerlerinin içi kan ağlar. Ateşin açıldığı dağın tepesine hemen bir havan topuyla mukabele ederek bir kaç Hırvat'ı vururlar. Şimdi o bir kaç Hırvat'ın öldüğü tepeye 30 m yükseklikte kocaman bir haç dikilmiş. Bir tehdit unsuru gibi yükselen o haçı İspanya katolik kilisesi diktirmiş. Eğer bir gün Bosna Hersek'te tekrar çarpışmalar çıkarsa sebebi bu haç olacaktır. Çok, ama çok rahatsız edici. Mostar'da Boşnaklar ve Hırvatlar fiilen ayrılmış durumda. Şehrin batı yakası Hırvatlarda. Hırvatlar bir Osmanlı Camiinin yanına kulesi 100 metre yükseklikte olan bir katedral dikmişler. Kulenin bitmesi üzerine sevinç içindeki bir Hırvat, komşusu Boşnak'a lafla sataşınca bu Boşnak'ın verdiği cevap çok manidardır. Hırvat şöyle der: "Sizin hiç bir caminizin minaresi 100 metre değil". Boşnak mümin ise derhal cevaplandırır "Sizin kuleleriniz ne kadar yüksek olursa olsun bizim minarelerimizn hilaline yetişemez, çünkü bizim minarelerimizn hilali göktedir". Bayrampaşa Belediyesi bu hizmeti gelecek yıllarda tekrarlamalı. Diğer belediye başkanları da farklı ülkelere bilhassa dedelerinin geldiği topraklara benzer hizmetleri taşımalı, aynı coğrafyanın insanları yeniden aynı sofra etrafında toplanmalılar. Çünkü kardeşlik sınır tanımaz...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.