Kendi hayatını kurşunlamak

A -
A +

Uni­ver­si­te yıl­la­rı­mız ol­ma­lıy­dı; Ne­cip Fa­zıl'ın Cin­net Mus­ta­ti­li isim­li ha­tı­ra­la­rı­nı oku­du­ğu­muz­da şa­şır­mış, az son­ra­ki cüm­le­den do­la­yı bi­raz da ya­dır­ga­mış­tık. O, uğ­ru­na adam öl­dür­me­ye kal­kı­şı­yor, fa­kat bu­ra­da hak­kın­da ne ya­zı­lı­yor­du? A. Emin Yal­man'a si­lah­lı sal­dı­rı­da bu­lu­nun­ca Ne­cip Fa­zıl, Os­man Yük­sel gi­bi dev­rin ön­de ge­len dü­şü­nür­le­ri as­li mâ­ne­vî fa­il di­ye­rek sui­kast­çıy­la bir­lik­te içe­ri alın­mış­tı. Ne­cip Fa­zıl, "Av­lu bir uzun yol, tuğ­la dö­şe­li" mi­sa­li şi­ir­le­rin­de içe­ri­ye da­ir duy­gu­la­rı­nı, ha­pis­ha­ne dört­ge­nin­dey­se fi­kir­le­ri­ni di­le ge­ti­ri­yor­du. Ki­tap­ta tür­lü por­tre­le­ri tas­vir et­mek­tey­di. Bu ara­da ken­di­si­ne "üs­tad" di­ye hi­tap eden o gen­ci de. Ama adam öl­dür­me­ye tam te­şeb­büs­ten mah­kûm genç­ten bah­se­di­şi ür­per­ti­ciy­di. "Yu­ka­rı­ya doğ­ru kal­kık ka­şıy­la me­fis­to­yu an­dı­ran...." Bu adı se­ne­ler son­ra Mil­li­yet'te bir ma­ka­le­de gör­dük. Adı­nın ba­şın­da bir de avu­kat un­va­nı var­dı. Ah­met E. Yal­man'ın ve­fa­tı üze­ri­ne sui­kast ve on­dan da zi­ya­de Yal­man'ın ken­di­si­ni zi­ya­re­ti­ni an­la­tı­yor­du. Va­tan ga­ze­te­si­nin sa­hi­bi ve ser mu­har­ri­ri A. Emin Yal­man, has­ta­ne­den çı­kın­ca Ma­lat­ya ha­pis­ha­ne­si­ne bu toy de­li­kan­lı­yı zi­ya­re­te gi­der. Gö­rü­şür­ler. Bu gö­rüş­me­de hu­ku­ku bi­tir­me­si­ni, dil öğ­ren­me­si­ni vs. tav­si­ye eder. Ha­ki­ka­ten ib­ret­lik bir fe­dâ­kâr­lık­tır. Kat­li­ne uğ­ra­şa­nı gi­dip zi­ya­ret ede­rek ona yar­dım­cı ol­mak. Bu­nu her­kes ya­pa­maz... To­ru­nu ya­şın­da­ki kız­la adı çı­kıp bu ha­di­se pat­lak ve­rin­ce hep bun­la­rı ha­tır­la­dık. Ne­cip Fa­zıl'ın ben­zet­me­si­ni bir ke­re da­ha dü­şün­dük. Cin­net Mus­ta­ti­li den­me­sin­de­ki ih­ti­mal­le­ri sor­gu­la­dık. Ne­cip Fa­zıl'ın ah­mak­lık­lar kar­şı­sın­da­ki öf­ke­si­ni ta­hay­yül et­tik. Bir öm­rün genç­lik ve yaş­lı­lık dev­re­le­ri­nin dört du­var ara­sı­na sı­kış­ma­sın­da­ki hay­ret­lik du­ru­mu gör­dük. Vic­dan­la­ra ters dü­şen tah­li­ye­sin­den son­ray­sa da­ha faz­la­sı­nı dü­şün­dük: Sus­ma­nın fa­zi­le­ti­ni. Özür di­le­me­nin ne ka­dar in­sa­ni bir dav­ra­nış ol­du­ğu­nu. Ah al­ma­nın in­sa­nın ba­şı­na ne fe­la­ket­ler aça­bil­di­ği­ni. Şöh­re­ti her­ke­sin ta­şı­ya­ma­dı­ğı­nı. Öm­rün re­zil­lik­le­ri­ni ve da­ha ne­le­ri... Man­şet­ler­le linç et­mek ko­lay. Da­ha mü­hi­mi ise ders çı­kart­mak, ib­ret al­mak. Son­ra­ki uğ­ru­na ilk ha­nı­mı­nı bo­şa­dı­ğın­da ah al­mı­yor mu? Ya bu ga­rip yav­ru­ca­ğın ahı, göz­ya­şı ne ola­cak aca­ba? Bir adam yet­ki­yi, ser­ve­ti, şöh­re­ti ta­şı­ya­maz­sa şeh­ve­ti­nin de oyun­ca­ğı ola­bi­lir. Ken­di eliy­le kib­rin pen­çe­sin­de­ki ken­di öm­rü­nü ber­bat eder. Ken­di öm­rü­ne ken­di eliy­le kur­şun sık­mış olur. Bu bir in­ti­har­dır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.