Kibirli tezler

A -
A +

İstanbul'un Fethi'nin 550. Yılında harp akademilerinde son derecede önemli bir toplantı vardı. Toplantının ismi "Küreselleşme ve Uluslararası Sempozyum". Almanya, İngiltere, Türkiye'den ilim adamları konuşmacı olarak katıldılar. Bazı üst rütbeli subaylar da konuşmacıydı. Yazımıza İstanbul'un fethi ile bu toplantı arasında bir münasebet kurarak girdik. Bu yolda resmi veya gayrı resmi bir açıklama olmadı. Ancak bunların olmaması ortadaki gerçeği değiştirmez. Sempozyumun konusu "küreselleşme". Yer İstanbul... Tarih 29 Mayıs. Hadise şu. Küreselleşme denen bir vakıanın içinde sürüklenmekteyiz. Dünyanın küçülüp bir kasaba haline gelmesinden, terörden, terörün yapılma sebebinin anlaşılamamasından, tehdit algılamalarına kadar bir çok problem dile getirildi. Bütün konuşmaların nirengi noktası küreselleşmeydi. Küreselleşmeye paralel olarak bir de "imparator"dan söz edildi. Soğuk savaş sonrasında dünyanın tek kutuplu hale gelmesinin sonucunda süper gücün imparatorluğa dönüştüğü iddia edilmekte. Öyledir veya değildir. Bizi alakadar eden bir milletin şuur altı hasreti. Böylesine önemli bir toplantının 29 Mayıs tarihinde olması tesadüfi değildir. İlim adamları, dünyanın daha evvel bir çok küreselleşme yaşadığını tarihleriyle anlattılar. Belki de ilk büyük küreselleşme İstanbul'un fethiyle gerçekleşmiştir. O "küreselleşme"yle birlikte de Avrupai normlarla imparatorluk dönemine geçmişiz. Nitekim Yaşar Büyükanıt'ın şu tesbiti fevkalade dikkat çekiciydi. -11 Eylül sonrasında sıkça dile getirilen Huntington'un Medeniyetler Çatışması ve onun öncesinde Toynbee tarafından ortaya atılan Meydan Okuma ve Cevap Verme tezlerine ihtiyacımız yoktur. Bu tezler, kibirli tezlerdir. Batı dışındaki diğer kültürlerin uygarlığa katkılarını görmezden gelmektir. Sempozyumun yapılma gerekçesine gelince... Bir çok gerekçe olabilir. Temel sebep TSK'nın AB'ye bakışını hiçbir tereddüde yer bırakmayacak tarzda ortaya koymak. Bunu uzun konuşmasında Genelkurmay İkinci Başkanı Yaşar Büyükanıt yaptı. Sn Büyükanıt, içerde ve dışarıda TSK'nın Avrupa Birliği'ne karşı olduğu gibi haksız bir hava estirildiğini hatırlatarak bunu net bir dille yalanladı. Böyle bir iddia Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yol haritasına aykırı olduğunu izah etti. Ne var ki kibirli tezler sahibi batı kendisi dışındaki medeniyetleri hakkıyla kabullenmemekte. Hiç kimse düşündü mü? İstanbul fethedilmeseydi dünya şu gün hangi noktadaydı? Herhalde hâlâ meleklerin cinsiyetini tartışıyorlardı. Bu sebeple kibirli tezlerin farkında olmak lazım. Öğlen yemeği esnasında aynı masayı paylaştığımız bir hava generalimizle bu meseleyi konuştuk. Büyükanıt'ın bu çarpıcı sözünü hatırlattıktan sonra şunu sorduk: -Paşam, 5000 yıllık bir geçmişimiz var. Bir imparatorluğun çocuklarıyız. Yakışanı şu değil miydi? Biz öyle bir noktada olmalıydık ki Avrupa devletleri yalvararak bizi aralarına katmak istesinlerdi. Bu bir temenni, fakat aynı zamanda olmamız gerekene işaret. O bakımdan elbette hava general de dediklerimize katıldı. Dünya küresel bir köye dönüşmüş, tehdit azgınlaşmış, AB kaçınılmaz olmuştur. Doğru lakin, tarihler, fetihler, kahramanlar ve tarihin seyri ve kibirli tezler de var. O da doğru.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.