Bilim Araştırma Vakfı'nın tertiplediği Kıbrıs İçin Gerçek Çözüm isimli konferansların üçüncüsü cumartesi günü Lefkoşe'de yapıldı. Bu hareket, aynı zamanda KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın yalnız olmadığına dair bir mesajdı. Konferansa Doğu Türkistan, Irak Türkmenleri ve Batı Trakya temsilcileri de davet edilmişti. Türkiye'den parlamenterler, iş adamları, basın mensupları, askerler, üniversite hocaları oradaydı. Bu cephesiyle hareket aynı zamanda bir Türk Kurultayı gibiydi. Önemli konuşmalar oldu. Denktaş ve misyonu üzerine tahliller yapıldı. Dâvâsına sadakati takdir edildi. Kimse yanlış anlamasın, çözümsüzlük isteyen yok. Beklenen adil ve itibarlı bir çözümdür. "Ver kurtul" anlayışına karşı çıkılmakta. Konuşmacılar, her kesimdendi. Memnuniyetle kaydettiğimiz husus şudur: Varoluş şuurumuz, her şeye rağmen özünü muhafaza etmektedir. Bunu birazcık kenara çekilip bakınca dahi görmek mümkün oluyor. Batıyla birtakım alış-verişler elbette olacaktır. Fakat kan kardeşlerimizle din kardeşlerimizi ihmal edemeyiz. Anadolu gibi onlardan da sorumluyuz. Kıbrıslı Türk devlet adamları başta olmak üzere kürsüye gelenler, şu tarihi vakıalara dikkat çektiler. -Afganistan, Keşmir, Irak, Kıbrıs... İngilizler, tarih boyunca her nereye girip çıkmışlarsa arkalarında mutlaka büyük ihtilaflar bırakmışlardır. İki İngiliz üssü Kıbrıs'ta olduğu sürece Kıbrıs huzur yüzü göremez. Andlaşmalar gereği adada bulunan Türk ordusuna "işgalci" diyenler, yine bu adada bulunan İngiliz ordusu için çıt çıkartmamaktadırlar. Bunlar meselenin can alıcı noktasıdır. Sorulması gereken sual şudur: -İngilizler, neden Kıbrıs'tan elini çekmemektedir? Neden Cebelitarık'ta olduğu gibi, Basra'da olduğu gibi Kıbrıs'ta da hiçbir haklı mazeret gösteremeden mevcudiyetini devam ettiriyorlar? Bilim Araştırma Vakfı, her türlü fedakârlığa katlanarak işte bunları gündeme taşıyıp üzerinde düşünülmesini temin ediyor. Bu yolla Siyon ve İngiliz emperyalizmi teşhir edilmekte. Adı geçen vakıfla uğraşılmasındaki sır burada yatmaktadır. O halde devlet, dostunu-düşmanını fark etmeli. Bilim Araştırma Vakfı çatısı altında toplanmış şu pırıl pırıl memleket evlatlarından devlete ziyan gelmesi mümkün mü?