Haberin kaynayıp gitmesinden korkarız. Haber şu, 4 bin Türk genci Amerikalılar hesabına savaşmak için Irak'a gitmişler. İçlerinden bazıları daha sonra nedamet duyarak geri dönmüş. Türk medyası da çok muhtemeldir ki Türk resmi makamları da bu pişman olan paralı askerlerin itirafları üzerine rezaletten haberdar olmuşlar. Şayet böyle ise çok yazık. Hadise korkunçtur. Bir başka memlekette olsa yer yerinden oynar. En azından 4 bin genç elden gitmiş demek. Bu gençlerin isyan edip Kandil Dağına çıkanlardan ne farkı var? Onlar da aynı nüfus kâğıdını taşımakta. Komşumuz Irak işgal ediliyor. Amerikan askerleri ölüyor. Bunun üzerine işgal kuvvetleri ilan veriyorlar. Bizim gençler de o ilanları görerek dolar karşılığı vicdanlarını kiralıyor, Amerikalılar yerine ölmeye gidiyorlar. Suç evvela bu gençliğin vicdanlarına mâneviyat alt yapısının döşenememesinde. İkinci olarak da işsizlikte. Komşumuz, gün geliyor bir sebeple işgale uğruyor. İşte bizim demekten hicap ettiğimiz bu gençler işgalciler hesabına o bölgeye paralı asker olarak gidiyorlar. Aksini düşünelim. Anadolu işgal edilseydi de Iraklı gençler işgalcilerle birlikte bize kurşun sıksalardı ne derdik? Anzaklara dediğimiz gibi "centilmenler savaşı" mı derdik? Onların heykelini mi dikerdik? İşgalcinin ABD, Rusya, İran olması önemli değil. Önemli olan bir kısım gençlikteki vicdani çöküş. Evet, bu bir çöküştür. İnsan açlıktan sürünse de böylesine bayağılaşamaz. Paralı katillerin de mazeretleri var. Korkarız ki Irak'a kaçak yollardan gidenler itirafçıların dediğinden de fazladır. Aynı olsa bile nerede ise bir kolordu miktarında illegal asker yollamışız. Eh, artık ABD'nin, Bush'un Ankara'ya sitem edecek hali kalmadı. İşte tezkerenin reddine rağmen 4 bin aslan gibi, çakı gibi kahraman Türk genci ölmek için emirlerine vermişiz, daha ne isterler? Türk dışişleri, askeri ve sivil istihbarat, bu ne yaptığını bilmez sergerdeleri toplayıp getirmelidir. Getirildiğinde görülecektir ki o gençlerin çoğu ya tecilli veya asker kaçağıdır. Bir çoğu üniversite mezunudur, yabancı lisan biliyordur. Bir yanda kapkaç, gasp, bir yanda kiralık vicdanlar. Peki, bu ne suçu? Askeri suç mu, ekonomik suç mu, ahlaki suç mu? Yalnızca kalıp düşünülür, ruh ihmal edilirse varılacak nokta budur.