KKTC'nin tanınma vakti gelmiştir

A -
A +

KTC Cumhurbaşkanı sayın Mehmet Ali Talat, Pakistan Devlet Başkanı Sayın Pervez Müşerref tarafından "Cumhurbaşkanı" sıfatıyla memleketine dâvet edildi. Dâveti hariciyemizin organize ettiği düşünülebilir. Formula 1'de yarışı kazanan pilota KKTC Cumhurbaşkanının ödülünü vermesi hayli gürültü koparmıştı. Bu gürültüyü koparanlardan bazıları kupaların dağıtılma esaslarına dair kararın altında imzaları olduğu halde Türkiye'yi dışarıya ihbar edercesine tezgâhlara girdiler. Halbuki KKTC, Türkiye Cumhuriyeti tarafından tanınmış bir devlettir. Yarışma, tanıyan devlette yapıldığına göre tanıdığı bir devletin başkanına böyle bir imkân vermesi gayet normal bir davranıştır. Pakistan davetiyle iki netice elde edebiliriz. Hem F 1 için Millî Takımın İsviçre'de cezalandırılmasına benzer bir akıbeti engelleyebiliriz, hem de KKTC'nin tanınması yolunda bir adım atmış oluruz. O günleri yaşayanların hatırlamaları mümkün. KKTC istiklalini ilân ettiğinde Bangladeş hemen tanımıştı. Fakat gariptir ki bu tanıma 24 saat sürmedi. Herhalde Ankara ile gerekli temaslar kurulmadan yapılmıştı. Veya dayanamayacağı kadar baskı gördü. Bilindiği gibi "Bangladeş" eskiden "Doğu Pakistan" dediğimiz bölgenin devletleşmiş halidir. İngilizler girip çıktıkları her yerde mutlaka bir ihtilaf bırakırlar. Hindistan'dan çıkarken daha evvel bütününün adı "Hint Müslümanları" olan dev bir nüfusu üçe bölmüştü. Pakistan bir heybenin bir sırta asılması gibi Hindistan'ın iki tarafında kalmıştı. Üçüncü parça Hindistan'daydı... O samimi fakat aceleye getirilmiş tanımadan sonra başkaca bir tanıma olmadı. İtiraf etmeli ki Kıbrıs politikamız kontrol edilebilir bir kriz şeklinde sürüp gitti. Halbuki biraz çaba sarf etsek birkaç İslam ülkesi herhalde bizi kırmazdı. Mesela Pakistan, Bangladeş, Malezya, Endonezya. Sovyetler'den sonra Türk Cumhuriyetleri bağımsızlıklarını ilân edince onları ilk olarak biz tanıdık. Bu 5 Cumhuriyeti tanırken onlara da KKTC'yi tanıtabilirdik. KKTC'yi bugün hiç olmazsa 10 devlet tanıyor olmalıydı. Pakistan'ın vaki daveti, Azerbaycan'ın Ercan Havaalanı'na doğrudan uçuş yapmasından sonraki ilk ciddi teşebbüstür. Tanımaya BM kararını engel görmek gibi bir abese düşmeyelim. İsrail'e gücü yetmeyen âciz BM'nin bize, menfaatlerimize ve teşebbüslerimize hangi hakla karışacaktır. Bize kalırsa KKTC isminden başlayarak yeniden inşa edilip tanıma süreci âcilen başlatılmalıdır. Kofi Annan'ın hazırladığı BM metinlerinde "Kıbrıs Türk Cumhuriyeti" yazılı. Doğrusu budur. Hatta bayrak dahi yeniden çizilebilir. Kendi kulaklarına gidiyor mu bilmiyoruz. AK Parti iktidarına "Kıbrıs'ı sattı" diye ağır bir itham yapılmakta. Satılan yok. Satacak hain hiç yok. Buna rağmen iftiralar tehlikelidir. Eğer bu iktidar yeniden yapılanmayı gerçekleştirerek veya şimdiki şekliyle hiç değilse 10 devlet nezdinde tanımayı hayata geçirirse seçimlerde mutlaka faydasını görür. Hatta bu tanıma işini BM engelini aşmak için Lübnan meselesinde dahi pazarlık mevzuu yapmanın yolları araştırılmalı. Artık tanıma şart. Onun vakti çoktan geldi. Statükoyu korumanın hiçbir anlamı kalmamıştır. Kaç nesil bir devlet çatısı altında büyüdü. Ortada bir devlet mevcut ama dünya onu yok sayıyor. Yoksa nasıl olur da oraya uçak seferleri yapılır? Cumhurbaşkanı uluslararası bir oyunda kupa dağıtır. Bir başka devlet başkanı tarafından davet edilir? Bu çelişkiyi ortadan kaldırmak, iktidara çok şey kazandıracaktır...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.