Bir kere denesen, sadece bir kere... O güzelliği bir kere yaşasan? Sürekli kötülemektesin, uzaktan bakmaktasın, yabancı kalmaktasın. Hatta aşağılamaktasın. Sıfatın ister aydın olsun, ister ziyalı, ister münevver, isterse entelektüel. Her ne olursa olsun. Sonuçta sen bu toprakların varlığısın. Senin aydınlık çapın, bu coğrafya insanındaki irfan ve idrak yanında değersiz kalmakta. Doku uyuşmazlığı içindesin.. Yeni değil, tâ Tanzimattan bu yana aydın yabancılaşmasıyla sakatlanmışız. Dünyanın neresinde böylesi aydın numunesi var? Taklitçi, köksüz, yabancı hayranı, yerli düşmanı aydın. Bunlar, Tanzimat'tan itibaren Fransız. İttihat Terakkiyle beraber Alman. Cumhuriyetin birinci döneminde İngiliz. İkinci döneminde Amerikalıdır. Ne kadar problemimiz varsa aydınlarımızdan yana. Çünkü aydınımız aydın değil. Belki yarı aydın da değil. Çeyrek aydın. Aydın aydınlatır. Bizdekiyse karartmakta. Ruhsuz diplomayla aydın olunmuyor. Mekteplerimiz, aydınlığı kendi iddiası aydınlar yetiştirdi. Öyle olmasa, aydın, bu ülkenin inançlarıyla kıymetlerine düşman olur muydu? Aydın!... Niye aydın? Diploması var, lisan sahibi, dünyayı gezmiş. Diploma tek başına çok şey değil. O bir ehliyet. Ehliyet yol kazalarını önleyemez. Sıradan tezgâhtarlar da lisan bilebilmekte. Kuşlar, herkesten daha çok gezgin. Derdimiz aydınımızı yerlileştirmek. Aydın uzaklara düşmüş. Bilmediğine düşmanlık etmekte. Halbuki bildiklerinden, şüphe etse çok şey değişecek Aydınımız bir kere denese... Birkaç gün sahura kalksa, oruç tutsa, birkaç gün akşama kadar bütün iradesini kontrol altına alsa. Mü'minlerle beraber iftarını açsa, dua etse, camilere girse, teravihe gitse. Gariplerle selamlaşsa, sadaka verse. Gönül alsa.. Zekâttan haberdar olsa, fitreyi merak etse? Ne olur, ne kaybeder? İçinden çıkıp uzaklaştığı, yabancılaştığı cemiyete bir turist kadar yakınlaşsa, bir turist kadar merak etse çok şey değişir. Bir kere denesen. Sen de birkaç gün sahura kalksan. Oruç tutsan. Namaz kılsan? Camiye girsen? Bayram namazında cemaatle omuz omuza dursan hiçbir şey kaybetmezsin. Tam tersine kazanırsın. Huzuru, ülkeni ve ülkenin insanlarını keşfedersin.