10 milyar dolar için ödünç imkânları aranırken 150 milyar dolarların yendiğinden bahsedilmekte. Bu bir dehşet verici rakamdır. Meclis Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu'nun iyi çalıştığını teslim etmek lazım. Ancak ortaya çıkan isimler, düşündürücüdür. Hemen her namlı politikacı soruşturma kıskacında. Aralarında bakanlar, başbakanlar var. Temiz eller operasyonunu yürütenler, kirli işler mi yapmış? Tahkikatı beklemek lazım. Mecelleyi Ahkâmı Adliye'nin meşhur kaidesidir. "Beraati zimmet asıldır". Bu hükmün benzeri Türk Ceza Kanunu'nda şöyledir. "Aksi sabit oluncaya kadar herkes suçsuzdur". Böyle bile olsa, zanlı durumuna düşmek bile bir şaibe mevzuu olacaktır. Bu zevat artık sadece politikacı değildir. Başbakanlık, bakanlık yapmış insanlar aynı zamanda devlet adamıdır. Komisyonda dinlenenlerden bazıları Yüce Divan'a gideceklerdir. Zanlılardan bazıları da beraat edebilir. Bazısı ise mahkum olur. Bir başbakanın mahkum olması topyekun ayıptır. Ayıp olan mahkumiyet fiili değil, ceza verilmesi değil. O sabık başbakanın adının kararmasıdır. Bir başbakan da amiyane tabiriyle çalıp çırparsa, hortumculuk yaparsa adi suçlu kendini mağdur ve icraatını haklı görür. Hemen her gün liste kabarmakta. Kaygılanıyoruz. Herkesin suçlanması, tersine dönebilir, inandırıcılık kaybolabilir. İşin ciddiyeti sarsılmasın!. Fakat buna rağmen araştırma-soruşturmalar Komisyonu bu isimleri açıklamak zorunda bırakıyorsa onlar ne yapsın... Şuna dikkat etmeli. Bu tahkikat, geçmiş iki yasama yılına dair. Demek ki 40 yıl mercek altına alınsa ortaya neler çıkacak...Kurdun boynuna ciğer asmışız. En dürüst sanılanlar, tüyü bitmemiş yetimin hakkına el uzatmış. Kokuşmuşluk bu değilse, kokuşmuşluk nedir? Ne yazık ki "devletin malı deniz" diyen aşağılık zihniyet, dönem dönem devlete hakim olmuş. Vatandaş haklı olarak soruyor: -Ya bunlar da yaparsa!.. İktidar ve muhalefetiyle günümüz siyasetçisi, siyaset kurumunun ne denli itibar kaybettiğini görmeli ve hukuk, suçlularla suçsuzları ayıklayıp suçlulara layık olan cezayı verirken o da vatandaşa her emanetin emin ellerde olduğunu kesin bir dille anlatmalı, bunun teminatını vermelidir.