KKTC'de maaşlı halk durumuna düşmüş, yarınları belirsiz insanların "evet" diyeceği çok net şekilde ortada. "Evet" diyecekler daha evvel kıl payı farkla kazanabilirdi. Fakat Orgeneral Hilmi Özkök'ün dengeli ve sorumlu konuşmasından sonra vaziyet değişti, ezici fark da olabilir. Diğer taraftan güney Kıbrıslılar da "hayır" diyor. Onlar için netice her iki halde de lehlerine. Tuzları kuru 1 mayısta AB'ye giriyorlar. Adanın tamamının girmesi Rumlardan hatta belki Yunanlılardan ziyade batılı büyük devletlerin arzusu. Rumlar nasılsa mevcut yapıya alışmış durumdalar. 24 Nisan referandumunda Rumların "hayır", Türklerin "evet" demesi herkesin de görüp kabul ettiği gibi ada Türkleri için tahmin edilmedik bir fırsat kapısı aralayacaktır. O kadar ki yakın tarihlere kadar beyanlarıyla Türkiye'yi mânen sıkıntıya sokan Gunther Verheugen bile dün, Türklerin "evet" demesine karşılık Rumların "hayır" demesi halinde KKTC'nin izole edilmiş halinin devam edemeyeceğini, AB'nin duruma müdahil olarak KKTC için iyileştirici planlar geliştirmesi gerektiğini beyan etti. Herhalde Denktaş'ın "Nazi çavuşu" aşağılamasına nisbet yapmıyor. Nitekim Ankara'da bulunan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev de yine dün açık ve samimi bir lisanla böyle bir netice çıkması durumunda KKTC'yi tanıyacaklarını beyan etti. Azerbaycan'ın tanıması halinde tanımaların devamı gelebilir. Bu manzaranın özü şudur, demek ki Türk tarafı isabetli bir strateji gütmüştür. Rumlarla birlikte girilmesi halinde ne âlâ, girilmeyince KKTC için hem ambargolar kalkacak ve hem de tanınma süreci başlayacaktır. Onun için cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın TBMM'de öncekilere göre çok sakin bir üslupla yaptığı konuşmada dile getirdiği şu iddiaya katılmak mümkün değil "24 nisandan sonra KKTC'nin varlığı ortadan kalkacaktır". Aksine bahsettiğimiz avantajlara da kavuşacaktır. Ancak, bir şartla... Referandum ertelenmezse. Referandum ertelenebilir mi? Türkiye, ertelenmesin diye canını dişine takarak mücadele verecektir ama yine de bir son dakika sürprizi olabilir. Bilindiği gibi ABD'nin henüz mahiyet ve şümulü meçhul bir büyük orta doğu projesi vardır. Kıbrıs da şu veya bu şekilde bu planda olabilir. Nitekim Washington bir ara adadan üs ister gibi de oldu. KKTC lideri Denktaş'ın bütün bunları görmemesi izahı zor bir keyfiyettir. Dün bir kere de TBMM'de konuştu. Keşke yalnızca TBMM'de konuşsaydı. O zaman reytingi yüksek olurdu. Halbuki dün kendini tekrarladı. Dile getirilenler, daha ziyade kaygı, korku ve bunlardan doğan senaryolarla tarihe mal olmuş hakîkatler.