Kültürel zenginliğimiz

A -
A +

TRT radyoları, çocukluğumuzda Çigan müziği, İspanyol müziği vs. çalar, Fransızca, İngilizce, İtalyanca vs. şarkılar yayınlarlardı. Aynı radyolardan yerli renklilik adına sadece Karadeniz havaları dinlenebilirdi. Sonraki zamanlarda özel televizyonlar, kablolu kanallar çoğalınca bu defa hemen bütün batı dillerinden sesli ve görüntülü müzik, klip, züppelik, sapıklık ve zıpırlıklar 12 milyon haneyi doldurur oldu. Çok kanallı televizyon döneminde televizyonların Kültürel Zenginliğimiz adına yaptıkları en hatırlanabilecek faaliyet güneydoğu dizileridir. Onlar da bıktırdı, usandırdı ve gına getirdi. Zaten bizde çalışma üslubu böyledir. Bir iş tutmaya görsün, hemen taklitleri çoğalır, sonra hepsi birlikte batarlar. Sağlıklı kafa, maymun gibi kopyalamaz, gördüğünden de istifadeyle yeni etkinlikler üretir. Mesela bakınız şu ara İstanbul bir simit kentine dönüştü. Güneydoğu dizileri tıpkı simitçiler gibi... Kürtçe radyo, televizyon yayın isteğine gelince: Kürt asıllı bazı vatandaşların bu istekleri, zamanlama olarak yanlıştı. PKK'nın her gün onlarca vatandaşı katlettiği dönemde yapılan böyle bir istek nazara alınamazdı. "Söke söke alırız" mantığına taviz verilemezdi, verilmedi de... İstekler iki taneydi... Ana dilde eğitim ve ana dilde yayın. Kürtçe dil eğitimi, kurslarla başladı. Devlet, o konuda düzenleyici rol üstlendi. Ana dilde yayında ise resmi bir tutum sergilendi. Ana dilde yayın beklemeyen Boşnak ve Arap gibi gruplar dahi şaşırdılar. Herhalde uygulanmak istenen, farklı köklerden gelen vatandaşlar arasında eşitliğe dönük bir çalışmadır. Devletin yapan değil, tanzim eden olması gerektiğini, yayın süresinin çok kısa olduğunu bu işi başlatanların bildiğine şüphe yok. Niyetlerin temizliği, tatbikatın firesizliği netleştiğinde Kültürel Zenginlik özel kanallarla daha da çoğalabilir. Mesele, devletin birliğine, ülkenin bölünmezliğine, resmi dilin tek olduğuna sadakat göstermekte. Bu isbatlandıktan sonra kimin hangi türküyle halay çektiğine kimse dönüp bakmaz bile. Elbette haftada yarım saatle haftada 70 saat yayın yapan televizyondan seyirci alınamaz, fikirler, bakışlar tashih edilemez. İmparatorluğu kaybetmemiz hep belli imkânların tanınmasıyla oldu. Dramatik imparatorluk misali önümüzdeyken fütursuz davranılamaz. Fakat bu gerçekle birlikte yarın AB'nin haftada yarım saate itirazı ile süre uzatma mahcubiyetine düşülmesi de kabul edilemez. Makul, soğukkanlı olmalı, vatandaşa güvenmeli. Devlet olmak kolay değil. Devlet, hem güven verir hem güvenir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.