Kürsü yumruklama

A -
A +

Demokrasi, kaçınılmaz olarak çoğulcu ve çok partilidir. Tek partili demokrasi olmaz. Böylesine parti rejimi, diktatörlük denir. Bizde II. Meşrutiyet ve II. Cihan Harbi sonrasında çok partili hayat olmuştur. Cumhuriyetin ilk yıllarındaysa kısa bir deneme yaşandı. 1945'te başlayan çok partililik bugün de devam ediyor. Gerçi arada birkaç darbe olup partiler kapatıldıysa da onları geçici vak'alar saymaktan başka çare yok. Askeri darbelerle ekonomik krizler paralel gitmiştir. Darbeleri hazırlayan sadece sosyal ve siyasi sebepler değildi. Enflasyon, para darlığı, iktisadi güvensizlik vs. darbelere davetiye çıkardı... Bunların artık geçtiğini, ekonomik krizlerin bittiğini var sayıyoruz. O halde bundan böyle darbeler de yoktur. Darbe de krizler de yüz akı olaylar değil. Dünyada kendine yakışan yer arayışındaki bir Türkiye'de böyle niyetler olamaz. Önümüzde yaşayacak sistemin adı demokrasidir. Demokrasi üzerine yoğunlaşmak gerekir. 301 de onunla alakalı, seçim barajı da. Hiçbir kanun maddesi huzur, dirlik, düzenlik ve bekamızdan önemli olamaz. Kaç neslin hayatı 141, 142, 163 rakamlarıyla geçti. Bugün kaç bin kişi bunların ceza kanunu maddesi olduğunu bilir? Çok partili hayat sistemindeyiz. Darbeleri mümkün görmüyoruz... Öyleyse demokratik hayatın nimetlerine kavuşmak, ileri, kalkınmış ülkeler düzeyine çıkabilmek için lazım gelen ne? Bizatihi demokrasi üzerinde çalışmak. Demokrasimizi olgunlaştırmak. Demokrasimiz ham mı? Öyle demek haksızlık olur. Ham değil ancak emsalleri gibi de değil. Burada en fazla yük bu sistemin oyuncuları olan partilere düşmekte. Partilerimize düşen üsluplarını sorgulamaktır. Üslup deyip geçmemek lazım. Köprülerin altından sular akıp gidiyor. Zaman akıp gidiyor. Bugün '60'ların, '70'lerin üslubuyla siyaset olmaz. O devrin siyaseti, yahut politikası daha ziyade tepki üzerine kuruluydu. Fikir üretilmez, karşı tarafın hatası ortaya dökülür, aşağılanmaya çalışılırdı. Herkes hain, herkes vatan satıcı görülürdü. Bu tarz mazi oldu. Artık sizin ne dediğinize kulak veriliyor. Ufkunuza dikkat ediliyor. Onun için gırtlak paralayan, masa yumruklayan üsluba dayalı siyaset bu devirde rağbet görmez. Yeni ne diyorsun? Nasıl diyorsun? Ne zaman diyorsun? Kiminle diyorsun? Bunlar ehemmiyetli. Kürsü yumruklama devri geçmiştir. Bugün kürsü yumruklayan, yarın kendi kafasını yumruklar. Ne kürsü yumruklansın ne de kafa. Yeni fikirler, taze üsluplar gerek. Hayata bakınız en ziyade yumuşak huylu insanlar başarılı olmuşlardır. Kin, haset, öfke, her yerde zararlı, elbette siyasette de zararlı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.