Kürt asıllı politikacılar ne yapmalı?

A -
A +

Eğer Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Abdüllatif Şener ve diğerleri kesin kararlarını vererek eski arkadaşlarıyla yollarını net ve tavizsiz bir şekilde ayırmasalardı bugün kim bilir kaçıncı kapanmış partinin eski mensubu, kaçıncı kurulacak partinin heyecanlı takipçisi olarak ortalıkta dolaşıyorlardı. O zaman ne bu istikrarı yakalamış ne de kavgalardan, enflasyondan kurtulmuş olacaktık. AK Parti'ye vücut veren çekirdek kadro, bu başarıyı bir riski göze alarak ortaya koydular. Nedir o risk? "Dönek" denmek... Bugün başbakan Recep Tayyip Erdoğan milyonlar için değerli bir kimseyken bazıları için "dönek". Onların bu hükmüyle Erdoğan dönek mi olmakta? Hayır. İnsan vakti geldiğinde kendi kendisiyle hesaplaşır, hatalarını kabul ve itiraf eder. Erdoğan liderliğindeki AK Partililer bunu yaptılar. İyi ki de yaptılar, Türkiye kazandı. Şimdi sıra Kürt asıllı politikacılarda. Eski DEP'liler ve DEHAP, PKK ve Abdullah Öcalan'la yollarını ayıracaklar mı, ayırmayacaklar mı? Başkanları Öcalan mı, aralarından yeni bir isim mi çıkartacaklar? Medya, eski DEP'lilerin tahliyesi için kendini az tehlikeye atmadı. Dava yargıdaydı, yazılanlar, suç sayılabilirdi. Tahliye gerçekleşince hiç bir kalem yazdığına pişman olmadı. Leyla Zana ve diğerleri umumiyetle isabetli mesajlar veriyorlardı. Bölünmenin reddine dair sözler duyuyorduk, Irak ve Filistin olmak istemediğimizi bir de bu aydınlarımız tekrarlıyordu, ortak vatandan söz edilmekteydi. Bu sözler medyada derhal yankısını buldu, destek gördü. Ancak giderek netlik kaybolup flü bir manzara ortaya çıkmakta. Kaygılar artmakta. Eski DEP'liler, DEHAP'lılar niyetlerini saklayarak Türk kamuoyunu mu kandırmakta? Kafalardaki soru bu. Kürt asıllı politikacılar kamuoyunu yanlarında bulmuşken giderek karşılarına almaktalar. Henüz her şey bitmiş değil. Yapacakları "dönek" denmeyi göze almaktan ibaret. Bu yürekliliği göstermeleri lazım. O zaman samimiyetleri anlaşılır. Tahliye olan tutuklular o kadar vilayet dolaştı. Bir de Şehit Anaları Derneğini ziyaret etsinler, iki tarafta da analar ağladı. Kamuoyuna tek resmi dil, tek bayrak, tek devletten yana olduklarını, silahı, terörü, adam öldürmeyi reddettiklerini ortak bir deklarasyonla açıklasınlar, bunu Tuncer Bakırhan ve DEHAP yönetimi de imzalasın. Barış, demokrasi ve kardeşlik İmralı dayatmasını kırmaya bağlı. Bunu yapacak olanlar da "dönek" denmeyi göğüsleyecek Kürt aydınları. TBMM dilekçe komisyonuna "Öcalanı hem bırakın, hem özür dileyin" diyen mantıkla nereye varılır?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.