Liderlere çağrı

A -
A +

Aynı meslek mensupları, dostlar-ahbaplar bazen evde, bazen bir lokantada, bir tatil beldesinde.. buluşup aynı masa etrafında aynı sofrayı paylaşmaktalar. Bu, sosyal görgünün, hayatın bir gereği. İnsanlar, böylece iş hayatının kayıtları dışında birbirlerini anlama ve dinleme fırsatı bulmaktalar. Aynısını neden partilerimiz, liderlerimiz yapmazlar? Aynı parti, kendi kadrolarıyla zaman zaman farklı mekânlarda buluşmayı ihtiyaç olarak görmekte. Bizim üzerinde durmak istediğimizse aynıların değil ayrıların buluşmaları. Liderler buluşsa. Genel başkan yardımcıları buluşsa. Eski yeni bakanlar buluşsa vs. İnsanoğlu, nihayetinde buluşup konuşarak anlaşıyor, paylaşıyor. Yoksa yabancılaşma artmakta, husumetler başlamakta. Bu da sonunda kin dâvâsına dönüşmekte. Sayın Deniz Baykal, yeniden CHP genel başkanı seçildi. Onu ilk tebrik eden sayın Recep Tayyip Erdoğan olmalı. AK Parti hakkında dâvâ açıldı. Deniz Baykal/CHP, AK Parti'nin bir ân evvel kapatılması için uğraşmamalı. Parti kapatılması, lider yasaklanması daha dün denecek kadar yakın tarihte yaşadığımız olaylar. Zaman kaybı, insan yok edilmesi dışında ne kazandırdı? Muhalefet lideri, bunu en iyi bilenlerden. O artık politikanın duayeni. Örnek olacak tecrübede. Fayda vermek için iktidarda bulunmak şart değil. Sayın Devlet Bahçeli'nin Cumhurbaşkanlığı seçimi için MHP'li vekillerle birlikte genel kurula iştirak etmesi, sayın Ahmet Türk'le el sıkışmaları çok yerindeydi. Onun gibi 23 Nisan tarihinde ilk mecliste DTP'li Hasip Kaplanla el ele tutuşarak kısacık bile olsa sohbet etmeleri de iç barış adına ümit verici oldu. Bunlara ihtiyaç var. Küsmelerden, tersliklerden bıktık. Sayın Erdoğan'la sayın Baykal geçen hafta bir merasimde bir araya geldiler fakat tek kelime konuşmadılar. Bu tutumun terki gerekir. Ne İsmet İnönü-Adnan Menderes, ne İsmet İnönü-Süleyman Demirel, ne Süleyman Demirel Bülent Ecevit, ne Bülent Ecevit-Alparslan Türkeş, ne Süleyman Demirel-Necmettin Erbakan, ne Süleyman Demirel-Turgut Özal, ne Tansu Çiller- Mesut Yılmaz kavgaları bu ülkeye, bu ülke insanına, çocuğuna geleceğine zerrece fayda verdi. Bunu Deniz Baykal bilir. Tayyip Erdoğan bilir. Devlet Bahçeli bilir. Ahmet Türk bilir. Artık şu soğuk savaş dönemi üslubu terk edilmeli. Orada inkâr ve yok sayma esastı. Teklif yerine tenkit üslubu hakimdi. Soğuk savaş değil soğukkanlılıkla hizmet bekliyoruz. İşte gerçek ortada. TBMM açık. İktidar partisi büyük üstünlüğe sahip. Fakat ne yazık ki bu devletin cumhurbaşkanı, başbakanı bir kısım bakanları, milletvekilleri, belediye başkanları mahkemelik. Aynı çatı altındasınız, ne olur, bir diğerinizi dinleseniz? Toptan karalama yerine desteğe değer ve tenkide değer olanları ayırarak konuşsanız? Ahmet Türk'ü tanımıyoruz. Fakat diğer 3 liderle tanışırız, konuşuruz. İkili olarak oturup sohbet ettiğinizde sıcaklık ve samimiyet vardır. Eminiz ki bir sofra etrafında buluşsalar aynısını yaşayacaklar. Polemiklerden, kürsü yumruklamalardan, laf yetiştirmelerden çok çektik. Onlar artık bu memleket için arkeolojik bulgular. Türkiye'nin iktidar harcama, muhalefet tüketme gibi lüksü olamaz. Liderler, korumaları bile atlatarak bir gün bir yerde baş başa yemek yeseler... Atlatılmış haberciler, onlara suçüstü yapsa.. Ne güzel olur. İşte bu suça hasretiz. Sermayesi, başkasının hataları olmayanlar, konuşmaktan korkmazlar. TRT'YE TEŞEKKÜR Türkiye Radyo Televizyon Kurumunun dost sesine kulak vererek haftada 150 bin YTL harcama hatasına düşmemesini memnuniyetle öğrendik. Hatadan dönmek fazilettir. TRT reyting göz boyamasına kanmayarak kaliteli yayıncılıkta öncü olmalı. Kararından dolayı genel müdür Sayın İbrahim Şahin ve ekibini kutlarız. Bu ders olmalı ve benzer ne hatalar varsa ayıklanmalıdır. Şu televizyonların bu yayınları bu millete hakarettir. TRT'ye çok iş düşüyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.