Parlamentoya, iktidara, diyanete, genelkurmaya, milli eğitim bakanlığına, adalet bakanlığına, aile bakanlığına, üniversitelere, medya organlarına, sivil toplum kuruluşlarına, kadın kuruluşlarına... büyük görev ve sorumluluklar düşüyor. Ülkemiz, alkol, uyuşturucu, fuhuş ve rüşvet bataklığına doğru sürüklenmekte. Bu alandaki haberler dehşet verici sıklıkta karşımıza çıkmaya başladı. İstatistiklerdeki menfi tırmanış düşündürücü manzarada. Neden bu duruma gelindi? Aile yapımızın darbe yemesi, modern hayatın sınır tanımazlığı, köyden şehre göçler, şehirlerin nüfus patlaması yaşaması, işsizlik, dini değerlere bağlılığın dışlanması, medyanın raiting ve tiraj uğruna fütursuz yayınlar yapması, sinema ve internetteki başıboşluk, renkli camdaki özendirici hayatlar gibi sebepler sıralanabilir. Böylece namus timsali bir millet, düşüşe geçti. Tabii bu işlerin içinde dış oyunlar da var. Dış güçlerin rüşvete aracılık ettiğini iddia etmek ahmaklık olur ama, oraya giden şartları, atmosferi hazırlamaktaki rolü inkâr edilemez. Genç nüfusuyla övünüp ona sahip çıkamayan bir devlette o gençlerin başına türlü dertler açılır.Türkiye'de Selçuklu'dan beri afyon ekilmekte. Fakat şu son senelere gelinceye kadar uyuşturucu bilinmez ve içilmezdi. Şimdiyse gençliği, tehdit eder hale geldi. Mazbut, dürüst, şerefli bir hayat sürme bir hayat tarzıdır. Eğer siz her vesileyle bu tarzın ve onu besleyen manevi varlıkların üstüne giderseniz bu hayat tarzı kaybeder, onun yerine başka bir hayat tarzı gelir. Bu yeni hayat tarzında da alkol, uyuşturucu, fuhuş rüşvet, inançsızlık alır başını gider. O zaman ilaveten dini ihtiyaç dolayısıyla din değiştirenler de olur, şeytana tapanlar da. Siz bırakınız AB Komisyon başkanı Romano Prodi vs'nin gelmesini. Onların gelmesi evet, çok mühim, Kıbrıs, Kuzey Irak, Irak da mühim, lakin en mühimi gerçek gündem. Bakınız şu son bir haftada önce uyuşturucudan ölen gençler gündeme girdi. Sonra fuhuştan yakalananlar. En sonra da neşter Operasyonuyla ortaya çıkan ve Yargıtay'a kadar uzanan rüşvet skandalı. Enflasyon düşüyor. Teşekkür ederiz. Ancak enflasyonla birlikte cemiyeti mahveden bu saldırılar da düşerse kıymetli. Yoksa enflasyon düşmüş, alkol, uyuşturucu, fuhuş ve rüşvet yükselmişse o düşüşün ne önemi var? AB'ye taraftarız, girmemiz de gerekir. Ne var ki AB gül bahçesi değil. AB'ye girince bu problemler kat kat artacaktır. Daha bugünden ipin ucu kaçmak üzere. Daha serbest ortamlarda neler olmaz? Gözlerinizi kapayıp 30 saniye düşününüz... Çocuklarınızın, torunlarınızın dünyası felakete doğru gidiyor. Her şeye rağmen henüz bir manevi çöküntüye maruz kalmış değiliz. Fakat alarm zilleri çalıyor. Eğer kulak verilmezse çöküntü çok uzakta değildir. Türk milleti olarak kalıp, onun maziden gelen bütün üstünlüklerini muhafaza ederek yarınlara devam etmek istiyorsanız bu yakıp kavuran felaket dolu gündemi görünüz ve tedbir almakta gecikmeyiniz.