Meclise adam gibi adam girmeli

A -
A +

Birkaç gün öncesinde aday adayları isimleri yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlayınca, gözler bize de döndü, haylice merak üstümüzde yoğunlaştı. Doğrudan soramayanlar, etrafımızdan haber almaya bakıyorlarmış. "Bir müracaat yok" cevabı atlatma gibi telakki ediliyormuş. Hayır, aday adaylığı için bir il veya ilçenin veya herhangi bir genel merkezin kapısını çalmadık. Bunu kendimize yakıştıramazdık. Göz önündeyiz. Bütün liderler bizi tanırlar. Bazıları çok iyi tanır. Şayet, memlekete meclisten hizmet edeceğimize inanıyorlarsa tekliflerini yaparlardı, biz de meseleyi değerlendirmeye alırdık. İcracı bir bakanlık olmadıktan sonra herhangi bir milletvekilliğini en azından biz tercih etmezdik. O yüzden şu ilin kapısını aşındırmak, bu ilçe kapısında beklemek, bu genel merkezde iki büklüm olmak, birilerinin ayağını kaydırmak mizacımıza aykırıdır. İnancımız o ki kalem ve kelam gücünün üstünde güç yok. Haysiyetiyle yazıp konuşulur, hakkı verilirse en mükemmel hizmet bu yolla yapılır. Zamanında Turgut Özal ANAP'ı kurarken merhum Yusuf Türel, parti adına bize teklif getirme zarafetinde bulunmuştu. Hakîkaten zarif, kelimenin tam mânâsıyla bir İstanbul Beyefendisi ve alp-erendi. Teklifle hiç ilgilenmedik. Bugün de temayül yoklamalarında, aday imtihanlarında ilk mektep çocuğu muamelesi yaşayamazdık. Her ne ise kendimizi aradan çekelim. Şunu izaha kavuşturmak çok zor. Milletvekili aylığı belli. Yılda kaç para, 4 yılda kaç lira kazanacağı ortada. Buna rağmen inanılmaz servet harcayanlar, nerden bulup ne için harcıyorlar? Bunu bir soran olmayacak mı? Diğer taraftan milletvekilliğini borçla bitirenler var. Buna rağmen partiler tıklım tıklım. Ne yazık ki bir çoğu yeterli seviyede olmayan delegeler yine ön planda. Kaç krat olduğunuzu bunlar tartıyor. Delege kangreni hallolmadıkça siyasetin kurtulması çok zor. Genel merkezler, ondan da öte genel başkanlar ne yapacaklar? En isabetli olanı seçebilecekler mi? Kimse eksiğim var demiyor. Herkes emsalsiz. Onun için seçilme, aday listesine girme savaşı var. Buradan adaylara şunu demek isteriz. Vekil ol, fakat kendine de kefil ol. Bir vekillik uğruna, şerefini, itibarını ayaklar altına alma, küçülme. Genel başkanlara gelince. Veballeri çok büyük. Emaneti ehline vermez, şu veya bu sebeple liyakatsizleri seçer veya yerinde tutarlarsa günahları çok büyük, hesapları çetin olur. Ayak oyunlarına, şaklabanlıklara, dalkavukluklara, riyakârlıklara karşı çok ama çok dikkatli olmalılar. Temennimiz o ki layık olan, bu milletin mazisine, haline, istikbaline yaraşanlar milletvekili olsun, bakan olsun, başbakan olsun, cumhurbaşkanı olsun. Kim ne olursa olsun. Evvela adam olsun.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.